Perşembe, Ocak 24, 2008

Yuhtube!

Tövbe tövbe…Yahu bu ne mantıktır böyle! Dünyada bizim kadar kendi kendini el âleme güldüren bir başka millet var mıdır? Youtube sitesini, üstelik mahkeme kararı ile kapatmışlar. Vah vah, Youtube yönetimi kahrından yıkılmıştır, var ya(!)

Kaş yapayım derken göz çıkarmak mı desem, vurayım derken öldürmek mi desem, vallahi bu duruma uygun bir atasözü denk getiremiyorum bir türlü!

-Youtube'a erişim engellemesi kime yapılıyor?

- Bu memleketin insanına?

- Peki ya dünyanın bir başka yerinden isteyen o malum videoyu izleyebiliyor mu?

- Eveeeettt!

- Eeee, madem o video hala o sitede veya başka sitelerde de gösterilmeye devam ediyor da, koskoca siteyi Türkiye'den erişimi yasaklasan ne olur, yasaklamasan ne olur!

Bir de o videoyu koyanlar, "Ulen bu Türkler amma kızdı ha. Dur şunları gocundurmak için biraz daha yarasını kaşıyalım(!) diyerek daha başka aslı astarı olmayan videolar hazırlarsa ve onları tüm görüntü paylaşım sitelerine koyarsa ne etçeniz? Dünyadaki tüm siteleri mi yasakliceniz?

A benim aklı evvel (!) hukuçu, parlamenter, üst düzey yönetici ve bürokratım?

-Amacınız nedir?

-Korumak mı?

-Korkutmak mı?

-Dünya aleme bizi rezil etmek mi?

En son İran kendi halkını korumak için ülke genelinde batılı sitelere erişimi engellemek adına böyle uygulama yapmıştı.

Ama anlaşıldı ki, o sitelere erişmek isteyen bir yolunu buluyor! Yasaklamak, engellemek çözüm değil, kendinizi rezil etmekten gayri bir işe yaramamakta yapılanlar!

Mustafa Kemal için kim ne derse desin, önemli olan bizim bakışımız. Biz onun ne denli büyük bir insan olduğunu biliyoruz zaten. Tuna Kiremitçi konuyla ilgili Vatan Gazetesi'nde kaleme aldığı yazısında dediği gibi, "Gücü yeter mi Atatürk'ün gönlümüzdeki yerini zedelemeye? Bu kadar kolay mı Atatürk'e zarar vermek?"

Öyle tabi…

Ne idüğü belirsiz biri(leri)nin yaptığına kızıp, yorganı yakmak komik duruma düşmekten başka bir işe yaramadı.

Eloğluna yumuşak karnımızı gösterip sürekli bizi sinirlendirmesine fırsat veriyoruz. Ermeni meselesinin de böyle bir şey olduğunu düşünüyorum bazen!

Bir şeyi çok ciddiye almak, o yapılan işe önem ve değer biçmek demek değil midir?

O videoyu Youtube'a koyan şahsı bir düşünsenize! Koskoca Türkiye Cumhuriyeti kanunu, dandik bir video için, kendi halkını cezalandırıyor!

"Vay beee, ne yapmışım ben böyle(!)" diye düşünmesine ve daha çok azmasına neden olmaz mı?

O zaman ne işe yaradı bu yasak, ne için o mahkeme kararı?

***

Yapılacak tek şey görmemezlikten gelmek?

Nasıl mı?

Amerikalılar gibi?

Geçen ay ne vardı gündemde?

Siular'ın (Kızılderililer) ABD'den ayrılacakları ve bilmem kaç milyon hektarlık araziyi geri almak istediği yansıdı kamuoyuna?

Peki bunu hangi Amerikalı ciddiye aldı?

Kaç ABD vatandaşı ya da bürokrat, çıkıp da "bu ülke bölünmez, bir avuç toprak bile vermeyiz!" şeklinde açıklama yaptı?

Duydunuz, gördünüz, okudunuz mu?

Kaldı ki ABD'nin sabıkası o kadar kabarık olduğu halde, hiç de gocunmadılar nedense(!)

Bırakın kim ne video koyarsa koysun, kim ne derse desin!

Önemli olan bizim duruş ve davranışımız, kendimize olan güvenimiz!

Youtube bir bataklıksa, oradaki tek sinekle uğraşılmaz.

Bataklıktan yararlanmanın yollarını bulmak gerek!


http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=10024

Hiç yorum yok: