Çarşamba, Ocak 02, 2008

ARTIK KİTAPSIZ DEĞİLİM(!)

2 Eylül 2003'te, Avrupa Basketbol Şampiyonası'nı izlemek üzere Basketbol Milli Takımı'nı taşıyan uçakla İsveç'e giderken, aynı uçakla Türkiye'ye dönmeyeceğimi biliyordum…

Milli, takım hüsran zincirinin ilk halkasını boynuna dolayıp geri dönerken ben 20 ay kaldım!

10 ay (bir haftası mülteci kampı olmak üzere) bizzat mültecilerin arasında, bir mülteci gibi yaşadım.

Oradaki yabancıları, Vikinglerin torunları İsveçlileri, ötekilere bakışını; özetle, bize medeniyet diye yutturulan düzenlerini, Avrupa'nın gerçek yüzünü gözlemle fırsatım oldu!

Her insan yaşadığı çağın tanıdığıdır, biz eli kalem tutan, kameraya hükmedebilen insanların tanıklığının çok daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Beni bu projeyi gerçekleştirmeye iten en önemli etken işte bu dürtü oldu. Tanık olduklarımı kayıt adlına almak ve geleceğe birer kanıt olarak bırakmak…

İlk olarak belgesel niteliğine yakın deneysel bir çalışmayla gözlemlerimi film yapmak için kolları sıvadım, Gölge Adamlar ortaya çıktı. Zor koşullarda hazırlanan amatör bir çalışmaydı. Süresi 60 dakika ve arada bir İzTV'de gösteriliyor…

Benzeri olmadığını düşündüğüm bir projeydi bu, iki aşamalı…

İlk defa bir gazeteci, mültecilerin arasına girip onlarla birlikte, bir mülteci gibi yaşıyacak ve ardından da bir belgesel ve bir kitap yazacaktı;, daha önce deneyen var mıydı; bilinmez…

Aşamanın diğer bölümüyse yaşadıklarımı, gözlemlerimi kitapta toplamaktı.

Belgesele sığdıramadıklarımı, klavye tuşlarının aracılığıyla yazıya dökmeye çalıştım.

Belgeseli tamamladıktan hemen sonra, 15 Nisan 2005'de yurda dönüş yaptım, ancak kitabı 19 Mart 2006'da başlayabildim.

İşsiz bir medya mensubu olduğum için geçim derdi burada da peşimi bırakmamıştı doğal olarak. Tüm zorluklara karşın 4 Temmuz 2006'da kitaba son noktayı koyarken asıl zorlu süreci yayıncı bulmakta yaşayacağımı henüz bilmiyordum…

Kaç yayıncıya telefon ettim, kaç yayıncıya mail attım, kaçı yanıt verme zahmetinde bile bulunmadı, sayamadım…

Araya birilerini, bir tanıdık, bir dost koymadan olmayacaktı bu iş(!)

Değerli gazeteci ağabeyim Nazım Alpman aracılığı ile Ozan Yayıncılık'a ulaştım, bağlantıya geçtikten sonra Kitabın basım süreci de başlamış oldu.

Ozan Yayıncılık'tan Mustafa Demir ile ilk görüşmemizde Gölge Adamlar belgeselinin DVD'sini de kitabın arasına eklemeyi düşünüyorduk, lakin o gerçekleşmedi.

Çalışmam dün itibariyle kitapçılarda ve internet ortamında piyasaya çıktı.

'Artık kitapsız değilim!' derken bunu kastettim…

Benim bir kitabım var dostlar!

Adı da, "Avrupa'da Mülteci Olmak / Karanlıktaki Gölge"

Hep onlar gelip güneydoğumuzu, Karadeniz, Akdeniz ve İstanbul'un dehlizlerini gezip gözlemlerini işlerine geldiği gibi yazacak değiller ya(!) Bu kez de ben onların arasına girdim. Ve üstelik hepsi mülteci sanıyordu, oysa ben hala gazeteci ve üstelik yönetmendim de…

Ve ayrıca işime geldiği gibi değil, ne gördüysem, ne anladıysam, gerçekleri kurgulamaya çalıştım.

"Ve eğer mülteciyse söz konusu olan, insan bile değil, salt bir gölge, ışık varsa onlar da var, eğer karanlıksa ortam, ışığın yanmasını veya güneşin doğmasını beklemek zorunda, ışık yoksa gölge de yok; karanlıkta kalan gölge, gölge olmaktan çıkıyor çünkü. Mülteciler de var olduğunu kanıtlamaya çalışan karanlıktaki gölgeler gibi!"

Bu kitabı almak için bir neden arayanlara, şu yanıtı verebilirim sadece: "Bu kitapta gerçekler var… Avrupa, Avrupalı, gurbetçilerimiz sahip olduğumuz ama değerini bilemediğimiz güzelliklerimizin, değerlerimizin yeniden anımsaması var!

Ben yazdım diye değil vallahi(!) meraklısına, okumak isteyene, öneriyorum…

El cağızlarımla kaleme aldım(!)

Afiyetle okuyun…

http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=9636

Hiç yorum yok: