Çekler ile Slovaklar
anlaşarak ayrıldı…
Ondan önce Yugoslavya’nın
mutlu ve huzurlu aşk yuvası zorla yıkıldı…
O parçalanmanın ardından 7 farklı izdivaç çıktı. Demek ki
çoklu evlilik bir süre sonra aile içi huzursuzluğa neden oluyormuş. Tıpkı Sovyetler Birliği’nde yaşandığı gibi…
Kaç devlete bölündüklerini meraklısı saysın…
Kıbrıs’ın zoraki evliliği
yürüyecek gibi değildi. Kanlı bir savaşla boşandılar.
Flamanlar ile
Valonlar Belçika’da boşanma aşamasına geldiler ama şimdilik izdivaçları
devam ediyor.
Tüm bu olanlara rağmen bir boşanma davası haberi de çoklu
evlilik içinde olan Birleşik Krallık’tan
geldi. İskoçlar, İngiliz hareminden
ayrılmak için harekete geçti ve ülke çapında referandum düzenledi.
Kimine göre İskoçlara rahat battı, durduk yerde ayrılma
kararı aldılar… Kimine göre de, artan petrol gelirlerini diğer cariyelerle(!)
paylaşmamak için ayrılmalarının zamanı gelmiş, hatta geçmişti bile…
5 küsur milyonluk ülkeye yapılan Birleşik Krallık’tan “boşanma” önerisine, “İskoçya
bağımsız bir ülke olmalı mı?" sorusuna karşılık yüzde 55’lik
bir oran “Hayır” dedi…
Yani, İskoçların hiç de Cesur
Yürek olmadığı da bu oylamayla ortaya çıkmış oldu. İskoçlar, Birleşik
Krallık’ta kalmaya devam edecekler, fakat bu sonuç bile kaos yaratmaya yetti.
Ayrılma yanlısı bölgesel hükümetinin başbakanı Alex
Salmond istifa etti.
***
Neyse, ülke onların ülkesi… Kendi işimize bakalım da, bizim
çorbamız taşmasın…
Çünkü Kürtlerin
durumu, ayrılan ve ayrılma ihtimali bulunan ülkelerden pek de farklı değil. Hep
diyoruz ya, “Biz Kürtlerle etle tırnak
gibiyiz, ayrılamayız!” diye… Oysa pekâlâ etle tırnak ayrılır; ezilip
moraran tırnak bir süre sonra da düşer, yerine yenisi çıkar. Bence bu et-tırnak
benzetmesi yanlış. Biz Kürtlerle etle tırnaktan da öte, ebruli sanatının içindeki desenler gibiyiz.
Öyle karışmış ve iç içe geçmişiz ki, ne Çekler ile Slovaklar, ne de diğerleri
gibi kolay kolay ayrılamayız.
Bu açıklamadan sonra şu soruyu da sormak gerekir: Ya Kürtler ebruli desenini bozmak uğruna ayrılmak
isterse, onları zorla mı tutacaz ülkede?
Zorla güzellik olur mu?
Bu konuda kişisel görüşüm şudur: Elbette zorla güzellik olmaz. Türkiye Cumhuriyeti’nde benimle bir arada
yaşamak istemeyen her kim varsa, ben de onlarla yaşamak istemem!
Peki, o zaman ne olacak?
Yaklaşık 40 bin cana mal olmuş, adı konmamış
savaşı unutup, hiçbir şey olmamışçasına, medeni bir şekilde boşanacak mıyız?
Yoksa Yugoslavya örneğindeki gibi parçalanıp, kan ve gözyaşı selinde boğulacak mıyız?
Dediğim gibi, bizimle birlikte yaşamak istemeyen Kürtlerin
yolu açık olsun!
İskoçya örneğindeki gibi bir referandum yapılsın ve Kürtlere
sorulsun: Türkiye’de TC vatandaşı olarak kalmak mı istersiniz, yoksa (zaten kurulan
ama resmi olarak tanınmayan) Kürdistan’da yaşamak mı?
İskoçlar petrol
kaynaklarını Birleşik Karlık ile paylaşmamak için ayrılmak istediler.
Çekler de daha fakir olan Slovaklarla zenginliklerini paylaşmak istemediği için
ayrılmıştı.
Peki ya Kürtler Türkiye ile hangi kaynaklarını paylaşmak
istemiyorlar da ayrılmak için her türlü numarayı çekiyorlar? Vergi desen
Güneydoğu’dan vergi toplanamıyor… Elektrik desen beleş, su beleş, o beleş, bu
beleş!
Ha, Kürdistan’da özgür olacaklarını düşünüp bağımsızlık
hayallerinin peşinde koşabilirler elbet!
İyi de burada kaynaklarını paylaşan Kürtler mi, yoksa
Türkler mi?
Tabi bu Güneydoğu’dakiler için geçerli ki, tahmini
rakamlara göre 15 milyonluk Kürt
nüfusunun büyük bölümü batıda yaşıyor.
Elbette, İstanbul’a yapılan yatırım ile Hakkari’ye
yapılanlar aynı değil. Fakat durum Çorum, Çanakkale, Tokat ve Uşak gibi iller için de
farklı değil… Onlar da İstanbul’a verilen hizmetin onda birini göremiyorlar ki…
Asıl soru şu: Olası bir ayrılıkta, batıdaki Kürtler ne
olacak?
Çocuklar babada mı kalacak, ana da mı?
Bir de, evliliklerle karma karışık olmuş
aileler var, onlar ne olacak?
Etrafımdaki bazı Kürt dostlarıma bu soruyu sordum: “Böyle bir referandum yapılsa kararınız ne
olur?” Boşanmak için, “evet mi,
hayır mı?” dersiniz?
Bilin bakalım batıda yaşayanların büyük bölümü ne diyor?
Peki… Varsayalım referandum yapıldı ve sonuç ayrılık için “evet” çıktı… Ne olacak? Batıda yaşayan
Kürtler zorla mı Kürdistan’a sürülecek? Mübadele mi olacak? Mübadele kiminle
olacak, hangi halkla? Güneydoğu’da Kürt’ten başka halk var mı?
Siz de sorun Kürt arkadaşlarınıza. Ya da Kürt’seniz ve
batıda yaşıyorsanız, kendinize yöneltin şu soruyu: Kürdistan
yarın kurulsa, gider miyim? (gGider misiniz?)
Yanıtı zor sorular bunlar…
İşte bu durumu bilen (dış güçler mi desem, içimizdeki
hainler mi desem ne desem) bu işin referandumla, gönül rızasıyla olmayacağını
bildiği için Kürt yarasını kaşıyıp duruyorlar. Yara çoktandır iltihaplı, hatta
kangrene bile çevirmiş olabilir.
Bu zoraki boşanma için sokaktaki Türkler çok tahrik edildi ama bu tuzağa düşülmedi.
Fakat Kürtler düştükleri tuzağın farkında değiller hala ve
tedavi etmek yerine iltihaplı yarayı kurcalayıp duruyor, hem ülkeyi hem de
kendilerini güçsüzleştirip, birilerinin ekmeğine de durmadan yağ sürüyorlar!
Unutmasınlar ki Türkiye gemisinin içinde onlar da var.
Batarsa hep birlikte dibi boylayacaz. Zira Kürdistan filikası onları taşımaz… Kürekleri
de, dümeni de yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder