Türkiye Cumhuriyeti’nde maden ocaklarında 50 yılda ölen işçi
sayısını bilen var mı?
Ben söyleyeyim: 3 binin üzerinde…
Yazarken çok olay; rakamla 3000, yazı ile üç bin…
Hadi maden ocaklarında çalışanların fıtratında var diyelim,
peki inşaat sektöründe ölen işçi sayısı hakkında bir fikriniz var mı?
50 yılın değil ama 2013’ün bilançosu elimizde var, rakamla
değil, sayıyla da yazmak yeter: 294
Peki 2013’te toplam ölen işçi sayısını da yazayım mı?
Yazayım tabi: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin
verilerine göre 2013'te 1235 işçi yaşamını yitirdi.
Bu rakamlara 2014 ölümleri dâhil değil.
Bunlar sönen ocaklar, solan nefesler, artık atmayan kalpler.
Hepsi toprak oldu. Bunlar üzerinden birileri çok paralar kazandı, devlet
bunlardan vergi aldı, belki de alamadı. Bu kanlı paralarla okul yaptırıldı,
birçoğu da imam hatip. Buralardan elde edilen gelirlerle yapılan okullarda
birileri adam olmaya çalıştı. Kimi oldu, meclise kadar yükseldi, birileri de
öyle çok yükseldi ki adamlıkta; arşa erdi adamların en adamı oldu(!)
Toplanan kanlı vergi paralarıyla acayip oranda, müthiş duble
yollar, göz kamaştırıcı köprüler, AVM’ler yapıldı. Köprülerin bir kaçı çöktü,
yine birileri öldü. Kanlı paralarla yapılan yollarda trafik kazaları, bayram
öncesi ve sonrası kana karşılık kan ve can almaya devam etti.
Sırada Kurban Bayramı var,
kim bilir kimlerin taksiratı yollarda kesilecek!
Konumuz işçi ölümleri, hani son inşaat asansörü çöktü ve
yine garibanlar öldü ya…
Patronlar suçu yine garibana attılar… Meğer suç
işçilerinmiş. 5 Gün önce işe başlayan garibanı asansör görevlisi olarak işe
almak suç değil ama o işe başlamış olmak suç.
Hazır bu kadar çok mevta işçimiz var, “Ölü İşçiler Derneği”
kurulsa mı ki?
Bi de aklıma gelmişken, bu işçilerin ölüm nedenlerine baksak
mı?
155 işçi düşme, 50 işçi göçük ve ezilme, 17 işçi elektrik
çarpması, 15 işçi diğer nedenlerden dolayı (kalp krizi vb.) 13 işçi trafik,
servis kazası, 10 işçi patlama, yanma, 7 işçi nesne çarpması, düşmesi, 5 inşaat
işçisi zehirlenme nedeniyle Ölü İşçiler Derneği’ne kayıt yaptırmış(!)
İnşaat sektöründe beş çocuk işçi, dokuz göçmen işçi ve
emekli/emeklilik çağında çalışan 52 işçi hayatını kaybetmiş.
Hayatını kaybeden işçiler arasında Orta Karadenizliler ilk sırada,
sonra Doğulular (Kürtler) ağırlıklı
geliyor
Ölü İşçiler Derneği’ne üye kayıtları, 54 ölümle İstanbul, 11
ölümle Ankara, 9’ar ölümle Adana, Bursa ve Kocaeli, 8’er ölümle İzmir ve
Kayserii 7 ölümle Ordu, 6’şar ölümle Antalya, Isparta, Konya ve Manisa, 5’er
ölümle Aydın, Edirne, Hatay, Tekirdağ ve Trabzon, 4’er ölümle Çorum,
Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Karaman, Kastamonu ve Mersin, 3’er ölümle
Adıyaman, Batman, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Malatya, Mardin, Sakarya,
Samsun, Tokat ve Afganistan, 2’şer
ölümle Bingöl, Düzce, Erzurum, Kahramanmaraş, Karabük, Kırıkkale, Muğla,
Osmaniye, Rize, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli, Irak ve Özbekistan,
1’er ölümle ise Aksaray, Artvin, Balıkesir, Bilecik, Bitlis, Bolu, Giresun,
Iğdır, Kars, Kırklareli, Kırşehir, Kütahya, Muş, Yozgat ve Zonguldak yer aldı.
Yani Azrail’in uğramadığı vilayet ve şantiye kalmamış gibi.
Ekstradan bi de Özbekistan’a da gitmiş..
Şaka değil, gerçek desem inanır mısınız?
Sağlıklarında, sendikaları tarafından sahipsiz bırakılan
işçilere, Ölü İşçiler Derneği kurulduktan sora birileri harcanmış haklarını
iade eder mi?
Yoksa “ölen işçi ölmüştür, kalan sağları sömürmeye devam” mı
ederler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder