Dünya Basketbol Şampiyonası’nda 2. tur maçında Türkiye, Avustralya’yı
da yendi ve çeyrek finalde Litvanya’nın rakibi oldu.
Maçın başında aslında kontrollü ve kendinden emin bir
takım havasındaydı Millilerimiz.
Ancak daha ilk çeyrek biterken ortada bir gariplik olduğu
anlaşıldı. Zira maçın skorunu sürükleyen, takımı ayakta tutan tek adam Sinan
Güler’di.
Bir önceki Dominik Cumhuriyeti maçını pek rahat kazanan ve ekran
başında maçı izleyen bizlere de göbeğimizi kaşıya kaşıya galibiyetin keyfini
çıkarmamızı sağlayan takım “nihayet özgüvenini kazandı” dedirtmiş, kazanarak
Avustralya’ya rakip olurken, kaybetmemiz halinde olası rakibimiz Litvanya
karşısına çıkmaktan da kurtarmıştı bizi.
Litvanya bir basketbol ekolü ve Türk basketboluna fena halde
ters gelen oyun anlayışları var. Açıkçası benim gibi birçok kişi Avustralya ile çeyrek
finalde eşleşmekten çok memnundu.
Benim aklım hala ABD maçında ilk 3 periyot oynanan inanılmaz
basketboldaydı. ABD gibi bir takıma karşı 3 periyot direnen bir takımın potansiyeli de üst düzeyde olmalıydı değil mi?
İşte beni ve benim gibileri ve hatta Milli basketbolcuları gaflete
düşüren de bence o 3 periyot oldu.
Gönlümüzün 12 Dev Adamı belli ki rakip seçiyor. Yoksa biraz
dişini sıksa ABD’yi bile devirebilecek bir potansiyel nasıl olur da dengi
olmayan takımlara karşı bu kadar zorlanır, anlamak mümkün değil.
Avustralya maçını rahat kazanacağını düşünüyordum.
Çok fena yanıldım.
Çünkü geç de olsa anladık ki bu takımın fıtratında zorlanarak kazanmak var. Zorla ve uzatmalarda kazandığımız grup maçlarının birini
daha yaşattı bize Milli Takım, yine basit ve tuhaf hatalar, yanlış top kullanma tercihlerine rağmen, maçı son saniyelerde çevirip
65-64 kazanmayı başardık.
Maç esnasında Twitter hesabımdan, “aha buraya yazıyorum,
49-57 oldu. bu takım buradan maçı çeviremez. Senin NBA patentli pivotun uyuyor
ve ribaunt kısırıysa bugün bu maç gider!” diye yazdım, Bunu yazdıktan sonra
önce Ender, sonra da özellikle Emir, maç boyunca saçmalıklarını unutturan bir
performans ortaya koydu ve maçı kazandıran isim oldu.
Sırada Litvanya var. Yenersek yarı finalde ABD’ye rakip olacaz.
Zira ABD Slovenleri havada karada yener.
Biz Litvanya’yı yenebilir miyiz?
Hem yeneriz, hem de farklı bir skorla yenilebiliriz…
Rakip çok güçlü olduğu için tam odaklanıp gerçek
performansını da sergileyebilir, panik yapıp daha da çok saçmalayıp hüsranı da
yaşayabilir.
Bu takımın sağı solu belli olmaz.
Ama bence çekirge 3 kez sıçradı, bi daha sıçrayacağını
sanmıyorum. Maçı son saniyelere taşısak bile Litvanya bize yarı finali
bırakmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder