“Böyle bir düğün
salonu mu var?” diyorsanız, haklısınız, elbette yok!
TKM; Tayyare Kültür Merkezi’nin kısa adı…
Bursa’nın sanat dinamiğinin en önemli merkezlerinden biri…
Bursa BŞ Belediyesi
Şehir Tiyatrosu’nun oyunlarını sergilediği ana üssü…
İki akşam üst üste iki oyun izledim TKM’de, ikisi de sezonun
en iddialı projeleri.
Şehir Tiyatrosu’nun gecikmiş yeni oyunu Orhan Asena’nın “Ya Devlet
Başa Ya Kuzgun Leşe”’yi izlemek için (dün akşam) TKM’nin kadim koltuklarındaki yerimi
aldım, yanımda tiyatro okuyan oğlum Tarık...
Oyunu heyecanla bekliyorum, çünkü değer verdiğim dostlarım
sahnede, performanslarını merak ediyorum.
Yer yer boşluklar olsa da salonun geneli dolu, ilgi pek âlâ…
Perdenin açılmasına 10 DK var, 5 DK var, derken Şehir
Tiyatrosu’nun deneyimli aktristi Nihal Türksever’in sesinden son anons ve
uyarılar yapılıyor, “Lütfen Cep telefonu
ve çağrı cihazlarınızı kapatınız”
Telefonlar sessize alınıyor, ışıklar sönüyor ve perde…
Ama o da ne?
Perde sahnenin önünden değil, hemen yan tarafımızda bulunan kapının
yanından aralanıyor. Belli ki, birkaç kişi geç kalmış, trafik vs vs.. Anca
yetişmişler oyuna, kabul…
Sonra perde bir daha aralanıyor, bir daha, bir daha; gelen gelene…
Oyun başlayalı 15 dakika olmuş, sahnenin önünden geçeni mi
ararsın, koltuklar arasında dolanan mı, gelenler tiyatroya değil sanki düğüne
gelmişler: TKM Düğün Salonu mübarek(!)
Gelenlerin trafiğinden oyunun başını yakalayabilene aşk
olsun…
Ne olmuş öyle TKM’ye?
Eskiden oyun başladı mı, kapılar kapanır ve herkes sahneye
dikkat kesilirdi...
Tiyatro kültürüne ne oldu?
Var mıydı ki o kültür?
E az da olsa vardı, sanki artık o da kalmamış! :(
1. Perde arasında, görevlilere söyleniyorum, “bize değil Ertan (Akman) beye söyleyin bunları”
karşılığını alıyorum.
2. Perde oyuna odaklanabildiğimiz kadar odaklanabilsek ne
çare. “Deli İbrahim”den 6 yıl sonra tarihi
ve ecdadımızı irdeleyen yeni bir oyun “Ya
Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe” ama ışık zayıf, müzik orta, dekor sıfır.
Oyunculuklar oyunu ne kadar kurtarabilir? Kuzgunlar metaforu daha nasıl işlenebilirdi
diye kafamızı yoruyor…
Oysa Muhteşem Yüzyıl dizi filminin ardından, o rüzgarla daha
çarpıcı bir sonuç çıkabilirmiş. Çünkü konu, tam da Muhteşem Yüzyıl’ın bıraktığı
yerden akıyor. Ecdadımızın anlı ve kanlı tarihinden trajik bir kesit sunuyor. Oyun
sonunda alkışı da sadece oyuncular hak ediyor.
***
Bir akşam önce ise aynı sahnede (TKM) Nilüfer Belediyesi’nin çiçeği burnunda tiyatro topluluğunun Haldun
Taner'in yazdığı Ali Düşenkalkar imzalı “Eşeğin Gölgesi” sahne
almıştı.
Bu sezon, Düşenkalkar’ın Bursa’daki ikinci oyunuydu bu. AVP Devlet Tiyatrosu için “Kanlı Nigar”ı Bursalılara sunmuştu Ali
hoca…
Daha düz, daha yalın bir iş olmasına rağmen Ali Düşenkalkar’ın dokunuşu kendini
hissettiriyordu.
O nedenle “Eşeğin
Gölgesi”nde neler yaptığını merak ederek gitmiştim izlemeye. Ancak, umduğumu
bulduğumu söyleyemem.
Çok zorlama bir iş ortaya çıkmış. O kadar çok unsur ve metafor
kullanılmış ki, metinde yer alan ve günümüze ciddi göndermeler içeren çarpıcı replikler unsur kalabalığı arasında kaynamış gitmiş.
Elbette bu sıra dışı (grotesk) anlatım tarzı yönetmenin
tercihi… Fakat bu tercih oyunun önermesini zayıflatmaktan başka bir işe
yaramamış.
Bursa gibi, salt Bursa değil, ortalama Türk izleyicisinin
algısının çok ötesinde bir sonuç çıkmış. Oyunu izlerken şu soruyu yöneltmeden edemiyoruz ne yazık ki:
“Eeee, eeee… Bu oyun ne için yapıldı? Kimin için yapıldı?”
Eğer yönetmenimiz, değerli hocam Ali Düşenkalkar kendisini tatmin etmek için sahneye koyduysa,
eyvallah… Yok mesajın anlaşılması ise asıl mesele, ne yazık ki ana mesaj,
oyunun asal önermesi arada kaynayıp gitmiş. Geçmiş olsun.
“Eşeğin Gölgesi”
ile ilgili hakkını vermem gereken kayda değer ayrıntı yok mu?
Var tabi, olmaz mı?
Dekor, ışık, müzik, kostüm ve elbette (yüzleri boyalı olduğu
için kim olduklarını anlamasak da) genç oyuncuların performansı, alkışı sonuna
kadar hak ediyor. Ve tabi, her şeye rağmen Nilüfer Belediyesi’nin tiyatro
yapma çabası, takdire şayan…
Bu oyunu gidip bi de kendi mabedi Nazım Hikmet Sahnesi’nde izlemek lazım…
Bakalım oradan bakınca nasıl görünüyormuş? ;)
https://twitter.com/inSanatDernegi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder