Paris’teki mizah dergisi Charlie Hebdo'nun ofisinin 7
Ocak'ta saldırıya uğraması, ikisi polis, dördü karikatürist olmak üzere toplam
12 kişinin hayatını kaybetmesinin ardında düzenlenen eylemler, yürüyüşler, Müslümanlara
karşı saldırılar, yine Müslümanlara karşı açıklamalar birbirini izlerken, benim
en çok dikkatim, çeken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun çağrısı oldu.
Hemen akabinde bir markette Yahudi asıllı Fransız
vatandaşlarının da yaşamını yitirmesini fırsat bilen Netanyahu, olaylar
sıcaklığını korurken Avrupa’da yaşayan tüm dindaşlarına seslendi ve "İsrail'e
göç etmek isteyen her Yahudi, burada sıcak bir kalp ve açık bir kucakla
karşılaşacak. Aynı zamanda sizin de devletiniz olan bu ülkenin sizi de içine
almasına yardımcı olacağız" dedi.
Haydaaa, durup dururken, “İsrail’in bu panik hali de ne?”
diye aklımızdan geçebilir…
Hatta, ilk bakışta bunun doğal bir tepki olduğunu bile düşünebiliriz.
Fakat zamanlama pek manidar…
Paris saldırıların hemen ardından yapılan bu açıklama akımı
da karıştırdı. Çünkü Avrupa’da en fazla Yahudi nüfusu Fransa’da yaşıyor!
Yahudilerin varlığı, Avrupa’da güçlü bir lobinin oluşmasında hayati
önem taşıdığını üst düzey bir Yahudi bilmez mi?
Bilmez olur mu?
E madem bilir de, bu çağrı ne alaka?
Netanyahu’nun bu çağrısına Avrupa’da yaşayan kaç Yahudi icabet
eder bilemiyorum. Zira tıpkı dünyanın öteki yerlerinde yaşayan Yahudiler gibi, Avrupalı
Yahudiler’in de rahatı pek yerinde ve bu rahatlarını bozup İsrail’in kaotik
ortamına girip huzurlarını bozmak isterler mi, gerçekten de merak konusu?
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu çağrısı, 2.
Dünya Savaşı ve Nazilerin Yahudilere yaptıkları soy kırımı anımsattı bana.
"Ne alakası var?" demeyin…
Çünkü Nazi partisinin en büyük finansörü dünyaca
ünlü Rothschild ailesiydi…
Yahudi bir ailenin Nazileri finanse etmesi ve Nazilerin
Yahudilere soykırım uygulamasının mantığını bulursanız, Netanyahu’nun bugünkü
çağrısını da anlayabilirsiniz, aslında!
Gerçi, Nazilerin soykırımına rağmen Avrupa’da ki Yahudilerin
büyük kısmı Ortadoğu’nun göbeğindeki çorak araziler üzerine kurulan, vaat
edilmiş toprakların Kudüs merkezli İsrail’ne gitmeye sıcak bakmadı.
Bugün giderler mi Avrupalı Yahudiler?
Zor tabi…
E o zaman ne yapmak gerekir?
Netanyahu’nun çağrısına ya seve seve ya da zorla
uymalarını sağlamanın bir yolunu, yordamını bulmak gerekebilir!
Yeni bir maşa, yeni bir taşeron, yeni bir kaos ortamı
yaratmak lazım, ki Avrupalı Yahudiler kendilerini Avrupa'da huzursuz hissetsinler…
(Bu arada, hatırı sayılır bir yoğunlukta olan Türkiye'deki Yahudilerin de, 6-7 Eylül olaylarından sonra İsrail'e gitmek zorunda kaldıklarını anımsatmakta yarar var)
(Bu arada, hatırı sayılır bir yoğunlukta olan Türkiye'deki Yahudilerin de, 6-7 Eylül olaylarından sonra İsrail'e gitmek zorunda kaldıklarını anımsatmakta yarar var)
Özellikle IŞİD’e karşı bu güne kadar, “bana dokunmayan
yılan bin yaşasın” politikası uygulayan İsrail devletinin bundan sonra atacağı
adımlara ve yapacağı açıklamalara dikkat etmek lazım!
Çünkü küresel güçler için Dünya bir oyun alanı ve ülkeler de onlar için birer yarış atıdır!
Ve küresel güçler bütün atlara oynar...
Ve küresel güçler bütün atlara oynar...
Onların en güçlü olanları ise Yahudi aileleridir, başında da Rothschildler
gelir ve onlar asla kaybetmez!
Çünkü oyunun kurallarını hep onlar belirler…
https://twitter.com/inSanatDernegi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder