Şeytanın oğlu kim mi?
Aa çok ayıp, siz şeytanın oğlunun bilmiyor musunuz?
Öyleyse okumaya başlayın, bakın bakalım kimmiş bu şeytanın yer yüzündeki veliahtı ve ne dolaplar çeviriyormuş!
http://www.guncelmeydan.com/ adlı portal, Alman
haftalık iş dergisi WirtschaftsWoche’de çıkan bir makaleye dayanarak, Amerikalı
milyarder yatırımcı George Soros’un Yunanistan’ın ikinci popüler partisi
SYRIZA’ya parasal destek sağladığını iddia etti… Dergideki yazıya göre
Amerikalı sermayedar, SYRIZA koalisyonunun aşırı sol görüşlü lideri Alexis
Cipras’ın Amerikan’ın “yerleşik politik güçleri” ile tanıştığı ABD
ziyaretinin organizasyonuna yardımcı olduğu, Cipras, bu ziyarette onlardan açık
olarak, “tamam, sen yürüt” sözünü aldığı ifade edildi.
ABD'yi ziyaretler, bazı liderlerle önceden özel görüşmeler falan, hiç yabancı gelmedi size değil mi?
Bu işin
arkasında gerçekten Soros var mı yok mu, bilemem ama 28.06.2013'te
www.bursaport.com’daki
köşemde "Erdoğan,
Soros'u tanıyor mu?" başlıklı bir yaz kaleme almıştım. George Soros gibi vahşi kapitalizmin acımasız tetikçisinin,
gerçekten de bu işlere etki edip etmediğine siz karar verin.
Çünkü, Soros’un
temsil ettiği kitle asla kaybetmez, çünkü oynadıkları oyunun kurallarını onlar
koyar. Dünya onların ligi, oyun alanı... İstediklerini oyuna alır,
istediklerini yedekte bırakır, istediklerini de kadro dışı... Onlar asla
kaybetmezler, Sadece büyük bir keyif alarak (orgazm düzeyinde) dünya ile dalga geçerler.
Zaten 85'ine gelmiş ve ruhunu şeytana satmış birinin başka ne eğlencesi
olabilir ki(!)
Her ne kadar kendisinden 40 yaş küçük yoga hocası Tamiko Bolton ile bir kaç yıl önce evlense de, eminim Soros'un mutluluğuna diyecek yoktur(!)
Şimdi, 28 Haziran 2013’te, gezi
olaylarının hemen akabinde ne yazmışım, bir daha anımsayalım ve ona göre olup
bitene anlam vermeye çalışalım.
Hani Recep Tayyip Erdoğan'nın
şikayet ettiği Faiz Lobisi var ya onun çıbanbaşı George Soros, "Ekonomik
teori yeniden düşünülmeli" demiş.
Bbloomberght.com adlı sitede
yer alan haberi okuyunca, yıllar önce Soros ile ilgili medyamızda çıkan
haberler geldi aklıma.
Yıllar önce dediğime bakmayın, yani bundan yaklaşık 7-8 yıl öncesine
götürecem sizi şimdi. Soros ile ilgili kaygı dolu ilk yazıyı Türkiye’de Can
Dündar yazmıştı. (O yazıyı aradım ama bulamadım) Dündar o yazıda Soros’un
yatırım yaptığı her ülkenin daha sonra iç karışıklık yaşadığı konusunda
uyarılarda bulunuyordu.
Bazı kesimler tarafından Şeytanın oğlu olarak da adlandırılan ve esas
işlevi borsa spekülatörlüğü olan ünlü yatırımcı ve Soros Fon Yönetimi'nin
başkanı George Soros'u Türkiye'de yatırım yapması için davet eden kim biliyor
musunuz? BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN. 14 haziran 2005'te George Soros’u kendi
makamında kabul eden Erdoğan, Macar asıllı Amerikalı Yahudi iş adamını yatırım
yapması için ülkemize davet ettiğine dair şu haber ajanslardan medyaya
yansımıştı. Haberi geçen ajans İHA Ankara temsilciliği: Başbakan Erdoğan, Ünlü Yatırımcı Soros'u Kabul Etti
Can Dündar, köşesinde Soros’u deşifre(!) ettikten sonra da ilk röportajı
yapmak zorunda kalan ilk gazeteci de yine kendisi oldu. Dündar röportajı
yapmaya gönül rızasıyla mı gitti, yoksa kerhen mi, bilmiyorum ama 2 bölüm
halinde yayınlanan röportajda söylenenler bugün yaşananlara ışık tutacak
ayrıntılar taşıyordu. 12.5.2005 tarihinde Can Dündar’ın sorularına açık
yürekli(!) yanıtlar veren Soros'un sözlerini kullanarak 'AKP, İslami bir ülkenin en demokratik partisi' başlığını atmıştı Milliyet Gazetesi.
AKP’ye ve Erdoğan’a nasıl da gazını vermiş eski kurt Soros değil mi?
(O röportajı okumak isterseniz başlıklardaki linklere tıklayabilirsiniz)
"Nerede Devrim Var Kızıl Milyarder Orada" başlıklı 13
Mayıs 2005 tarihinde yayınlanan röportajın 2 gününde Dündar’ın sorularını aynı
dürüstlükle yanıtlamaya devam eden Yahudi asıllı Borsa spekülatör Soros, Can
Dündar’ın, "Diktatörler sizden korkuyor, çünkü siz gelince onlar
devriliyor. Değişimi tetikliyor musunuz, yoksa kokluyor musunuz? şeklindeki
soruya şöyle yanıt veriyor: Değişim halktan gelmelidir. Elbette vakıflarımızın
demokrasi talebine katkısı olabilir, ama halk desteklemedikçe bu hiçbir işe
yaramaz.
CAN DÜNDAR: Ama muhaliflere para vererek değişime önayak oluyorsunuz.
GEORGE SOROS: Hayır. Ben değil, oranın halkı önayak oluyor. Biz onlara
destek veriyoruz.
Tam da Sn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayet ettiği konulara taa
2005’te değinmiş Soros amca değil mi?
Diktatörlere karşı ayaklanan halkı destekleyen bir borsa spekülatörü. Peki
bu adamı Türkiye’ye kim davet etmiş ve onu makamında kim konuk etmişti, tekrar
anımsayalım: RECEP TAYYİP ERDOĞAN
O tarihlerde Sn Başbakanımızı uyaran kimse olmamış mı dersiniz? Olmuş tabi.
İşte onlardan biri: Güngör Uras.
Uras, 22 Haziran 2006'da Milliyet Gazetesi'ndeki köşesinde yer alan "Ben Soros'tan Korkarım" başlıklı yazısında şöyle bir uyarı yapmıştı:
"Açık Toplum Enstitüsü etrafında topladığı entelektüeller, yazarlar,
çizerler, üniversiteler ve ülke politikasında şu veya bu görüş yanlılarına
destek vermeye başlasa... "Alınız başınıza kocaman bir
belayı"...Soros'un pozisyon alma hakkı var da benim yok mu? Benim pozisyonum
belli. Ben Soros'u sevmiyorum. Türkiye'deki ilişkilerini yanlış ve zararlı
olarak değerlendiriyorum. Bunun için Soros'tan korkuyorum. Ama, benim Soros'u
sevmemem "ne yazar"? Soros sevenler o kadar çok ki... Bakınız şu kriz
döneminde, AB'den, ekonomiden, enerjiden sorumlu anlı şanlı bakanlarımız. Soros
ile yemek yemek için, Ankara'yı bırakıyor, koşa koşa İstanbul'a geliyor."
Güngör Uras, AKP iktidarını, bakanlarını ve elbette sn Başbakan Erdoğan’ı
kibarca uyarmış. Bugün olduğu gibi Erdoğan o gün de kimseyi dinlemediği için,
bu uyarı da havada kalmış elbette!
***
Şimdi gelelim bugüne. Yani günümüze…
***
Şimdi gelelim bugüne. Yani günümüze…
Sn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Gezi Parkı” olaylarının arkasında dış
güçler olduğundan avazı çıktığı kadar şikayet ederken adres olarak “Faiz
Lobisi”ni göstermişti. Yani uluslararası borsa simsarları, borsa
spekülatörlerini. Bu Faiz Lobisi’nin çıbanbaşı olarak da karşımıza Soros
çıkıyor!
Üstte de paylaştığım Dündar’a verdiği röportajında ne diyordu ak saçlı
sinsi gülüşlü Soros amcamız? “Değişim halktan gelmelidir. Elbette
vakıflarımızın demokrasi talebine katkısı olabilir, ama halk desteklemedikçe bu
hiçbir işe yaramaz.”
Yani, Soros amca demek istiyor ki “bir sıkıntı olacak ve o sıkıntı olursa,
biz de yarayı kaşıyacaz, kaşıyıp iltihap olacak ve sonra…”
Hadi George Soros’u ülkeye yatırım yapmak için Erdoğan davet etti, kabul.
Peki, Gezi Parkı olayları ilk başladığı gece, yani yara kaşınmaya başlamadan,
henüz küçük bir sivilceyken, apse olmadan daha o gece, Gezi Parkı’nda toplanan
50-60 kişilik gruba sabah ezanına müteakiben saldırı emrini kim verdi?
Soros’un adamları İstanbul Valiliği’ne, Emniyet Müdürlüğü’ne sızmış
olabilir mi, ne dersiniz?
Ya da İstanbul BŞ Belediyesi’nin dozer ve kepçelerini, ağaçları sökmek için Gezi Parkı’nın önüne gönderen Soros muydu?
Ya da İstanbul BŞ Belediyesi’nin dozer ve kepçelerini, ağaçları sökmek için Gezi Parkı’nın önüne gönderen Soros muydu?
Veya, 19 Haziran Cumartesi günü, ben de oğlum Tarık ile bulunduğum gün,
akşam ezanına müteakiben başlayan Gezi Parkı ve Taksim müdahalesi emrini de
Soros vermiş olabilir mi?
George Soros hem İçişleri Bakanlığı’na, hem de İstanbul BŞ Belediyesi’ne ve
tabii ki, orada toplanan kalabalıklara etki edebileceğine inanıyor musunuz
gerçekten?
Soros için şeytanın oğlu dediysem mecazi anlamda dedim, gerçekten tüm
bunları yapabilecek kudrete sahip biri olduğunu düşünmüyorsunuz umarım. Zira
benim gibi, yüz binlerce kişiden oluşan sıradan halkı meydanlara çeken polisin
orantısız güç kullanımı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendini halkın
üstünde görme çabası ve inadından gayri başka bir şey değildi!
Var sayalım, George Soros’un bu işlerde parmağı var…
İyi ama, Başbakan Erdoğan geçenlerde, o emirleri kendisinin verdiğini itiraf etmemiş miydi?
İyi ama, Başbakan Erdoğan geçenlerde, o emirleri kendisinin verdiğini itiraf etmemiş miydi?
Yoksa, Erdoğan ve Soros…
Yok canım o kadar da değil!
İyi de, ne peki?
***
Ortada çok basit ve rahatlıkla tedavi edilecek bir yara varken, yanlış tedavi uygulayarak, George Soros gibilerine fırsat yaratırsanız ve üstelik bu insanlara ortam hazırlarsanız, “Faiz Lobisi bizi yıkmaya çalışıyor!” demeniz ne kadar samimi ve inandırıcı olur?
Yok canım o kadar da değil!
İyi de, ne peki?
***
Ortada çok basit ve rahatlıkla tedavi edilecek bir yara varken, yanlış tedavi uygulayarak, George Soros gibilerine fırsat yaratırsanız ve üstelik bu insanlara ortam hazırlarsanız, “Faiz Lobisi bizi yıkmaya çalışıyor!” demeniz ne kadar samimi ve inandırıcı olur?
Daha önce buradan sormuştum, bir daha soruyorum: Hangi AVM, hangi Kışla,
hangi Kent Müzesi, hangi siyasi kariyer insan hayatından daha değerlidir?
Uğratılan maddi zarar belki bir şekilde telafi edilecek. Ya sakat kalanların
kaybolan uzuvları, ölüp giden canlar? Ya polisimizin halk nezdinde tükenen
itibar ve güveni?
Olanlara bakınca söyleyecek tek bir şey kalıyor: Kendi düşen ağlamaz.
Bugün yaşadığımız her türlü kaybın tek bir sorumlusu var. O da miting
meydanlarında tekrarladığı arsız yalanlarla seçmenlerini kışkırtmaya devam eden
Sn Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir. Bunu ben demiyorum.
Ne yazık ki, kendi yaptığı ya da yapamadığı icraatları ve söyledikleri
"her şeyi" apaçık kanıtlamaya yetiyor!
Ayakkabılarını çıkarıp Obama ile camiye girmesi de bir şey ifade etmiyor...
Çünkü, kral çıplak!
***
Şimdi aynı Soros'un Yunanistan siyasetini dizayn ettiği anlaşılıyor. Üstte de dedim ya, George Soros'un temsil ettiği kesim asla kaybetmez ve mutlaka kazanacak ata oynarlar ve o atın kazanması için de her şeyi, ama her şeyi yaparlar.
Peki ya üzerine oynadıkları at kazanamaz veya daha sonra kaybetmeye başlarsa ne olur?
Ne olabilir ki? Türkiye ve Yunanistan gibi ülkelerde kaybeden at ya sütçü beygiri olur, ya da ekmek arası sucuk!
Teşbihte hata olmaz...
Şeytanla masaya oturan, sonucuna da katlanmak zorundadır!
***
Şimdi aynı Soros'un Yunanistan siyasetini dizayn ettiği anlaşılıyor. Üstte de dedim ya, George Soros'un temsil ettiği kesim asla kaybetmez ve mutlaka kazanacak ata oynarlar ve o atın kazanması için de her şeyi, ama her şeyi yaparlar.
Peki ya üzerine oynadıkları at kazanamaz veya daha sonra kaybetmeye başlarsa ne olur?
Ne olabilir ki? Türkiye ve Yunanistan gibi ülkelerde kaybeden at ya sütçü beygiri olur, ya da ekmek arası sucuk!
Teşbihte hata olmaz...
Şeytanla masaya oturan, sonucuna da katlanmak zorundadır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder