Pazartesi, Mart 07, 2016

Vatandaşı soymanın bin bir yolu!

Eğer vicdanınız tükendiyse ister doktor olun, ister esnaf, memur, yazar, sanatçı, eğitimci, asker, polis fark etmez;  sizin için vatandaş yolunacak kazdan farksızdır.
Nasıl mı?
İşte size iki basit örnek:
BİR:
Önceki hafta Tophane’deki Bursa Devlet Hastanesi’nde hasta annemin bazı evrakları almak için sağlık kuruluna başvurmuştum…
Orada ki görevli memurlar elime tutuşturdukları bazı evrakları, hastane kantinin içindeki fotokopi makinesinden 5 adet fotokopi çektirmemi istediler.
Kantine gittiğimde benim gibi sıra bekleyen birkaç kişinin daha olduğunu ve hepsinin de 5’er adet fotokopi çektirdiklerini fark ettim…
Sıra bana gediğinde, fotokopi makinesinin başında duran tezgahtar bayana kağıdımı uzattım, 5 adet kopyayı bana verdi ve tanesi 75 kuruştan 3 TL 75 kuruş ödemem gerektiğini söyledi.
Bir fotokopi çekimi normal şartlarda 25 kuruş olmalıydı.
Neden bu kadar pahalı olduğunu sorduğumda, görevli tezgahtar bayan, “Ben görevliyim, fiyatları ben belirlemiyorum” diye karşılık verince, çaresiz sustum, kuzu kuzu ödemeyi yaptım!
Neyse, tekrar içeri girip benzer soruyu fotokopi için beni kantine yönlendiren beyefendiye de sordum ama somut bir yanıt alamadım.
Sonra anladım ki, oradaki memurlar ile kantin arasında bir bağ var.
Nasıl mı anladım?
Çünkü; 5 kopya çektirmemi istemelerine rağmen ben sadece bir kopyayı kullandım, diğer 4 kopya ise gereksiz şekilde elimde kalmıştı. Belli ki orada görevli memur gelenleri bilerek kantine yönlendiriyor, kimsenin denetlemediği kantinde 25 kuruşluk işi 75 kuruşa yaparak, haksız kazanç sağlıyordu. 
Göz göre göre kazıklanıp aptal yerine konmaya mı yanayım, israf olan kağıtlara mı yanayım, yoksa gereksiz yere 3 TL ödemiş olmama mı?

***
İKİ:
Geçen Hafta bir arkadaşım, karısının rahim ağzında ortaya çıkan bir sıkıntısı yüzünden Bursa Onkoloji Hastanesi Polikliniğinden tavsiye üzerine kadın hastalıkları konusunda uzman olduğunu öğrendiği Jinekolog  Operatör Doktor Şükrü Okan Kaylar’dan telefonla randevu sistemi aracılığı ile muayene saati almış. Ve randevu saatinde orada olmayı da ihmal etmemiş.
Arkadaşım da eşi de endişeli, çünkü daha önce gittikleri sağlık ocağındaki aile hekimleri onlara iyi şeyler söylememiş.
Muayene sırası geldiğinde ise Doktor Şükrü Okan bey, hastanın yüzüne bile bakmadan, “Şu an çok yoğunum, sizinle ilgilenemeyeceğim, bir buçuk ay sonra (28 Nisan) tekrar gelin. Eğer durumunuz acilse Tıp Fakültesine gidebilirsiniz” diyerek hastayı başından savmış.
-Bir doktor muayene için gelmiş bir hastasına böyle davranabilir mi?
-Bir hastanın durumunun ciddiyetini anlamadan, bilmeden bir başka hastaneye gitmesini söyleyebilir mi?
Arkadaşım bu durumu eşinden öğrendikten sonra hemen, apar topar Onkoloji Hastanesi’ndeki hasta hakları birimine gidip durumu sözlü olarak aktarıyor, fakat o sırada hastanede görevli personelden Dr. Şükrü Okan Kaylar hakkında daha da şok edici bilgiler ediniyor. Şükrü beyin Onkoloji Hastanesi’nde asal görevi olan, gelen her hasta ile ilgilenmek yerine, aynı meslek ve branşından olan eşinin (Feyhan Kaylar) özel kliniğinden gelen hastalara öncelik tanımakmış meğer...
Bu durum üzerine arkadaşım, Dr. Kaylar’ın bu davranışının nedenini de anlamış.
Çünkü onlar Doktor Kaylar’ın doktor eşinin yönlendirmesiyle değil, randevu sistemi aracılığı ve doktor seçme haklarını kullanarak, devletin hastanesinde görev yapan devletin doktoruna güvenip gelmişlerdi. Ama yaşadıkları şok ve hayal kırıklığını tarif etmek mümkün değil!
Arkadaşım bu şoku atlatıp aynı hastanenin bir başka hekimi olan Jinekolog Operatör Doktor Levent Özgen’den randevu alıp eşini muayene ettirebilmiş. Dr. Özgen’in hastalarla olan ilişki ve samimiyetine de hayran kalmışlar…
***
Evet işte; iki doktor, bir hastane memuru ve hastane kantininin vatandaşa yaşattığı farklı olaylar!
Vatandaşı soyulacak kaz gibi gören iki zihniyet ve bir de gerçekten görevini yapmaya çalışan bir doktor…
Bu ülkede yaşamak zor evet; vatandaş olmak zor…
Hakkını aramak, aramaya kalkınca sesini yükseltmek, maazallah isyan etmek; protesto gibi anayasal hakkın olduğu halde bunu yapmaya kalkmanın beraberinde neler yaşattığını da son yıllarda sıklıkla görüyor, yaşıyoruz.
Sizin haklı olup olmamanızın hiç önemi yok artık. 
Erkler sizi haksız görüyorsa eğer, geçmiş olsun!

Hiç yorum yok: