Doğma büyüme bir Bursalı olarak defalarca söylediğim,
onlarca, yüzlerce defa yazdığım saptamayı, Bursa bana 50 yaşımda bir kez daha
belletti: Bursa kalıbının şehri değil!
Bakmayın 3 milyona yaklaşan nüfusunun ihtişamına, Bursa
şişirilmiş balondan başka bir şey değil. Şiştkiçe şişiyor, gerildikçe
geriliyor, kasılıyor, o kadar!
Biliyorum, biliyordum ama bu kenti de seviyorum, ne
yapayım…
Bakın kenti diyorum, insanlarını değil…
Bursa gibi, hem dağı, hem denizi, hem tarihi, hem doğası
(ovası yağmalansa da) Uludağ her şeye rağmen güzel…
Bursa’nın insanı Bursa gibi bir kentte yaşamayı da, kenti de hak etmiyor. Bu kent hem daha
çağdaş yönetilmeyi, hem de kentin değerlerine sahip çıkacak insanları hak
ediyor!
***
2010’da çektiğimiz “Adı
Aşk Bu Eziyetin-Camcı” ile boyumuzun ölçüsünü almış, “Bursa’da sinema yapılmayacağını anlamadınız mı?” diyenlerin uyarılarına
rağmen, kısa film ve belgeseller çekmeye devam etmiştik…
16mm Sinema Atölyesi’nin kuruluşunun 10. yılındayız. Bursa’yı
ve ülkemizi ulusal ve uluslar arası platformlarda temsil edecek nitelikli
işlere imza attık 10 yılda.
Ve 6 yıl sonra yeni bir sinema filmi yapmak için harekete
geçtik.
Geç bile kaldığımızın farkındayız…
Arada bir kaç teşebbüsümüz olsa da, yeterli destek ve
kaynak bulamadığımızdan hayata geçiremeyen o projeleri rafa
kaldırıp, daha başka ve özel bir proje geliştirdik: Ç-Engel
Evet, “Engel değilÇ-Engel Selami’nin Fevkalade Hikâyesi”ni film yapmak istiyoruz. Eldeki
olanaklar kapsamında projemize maddi kaynak sağlamak, filmimizi yine Bursa’nın
öz kaynaklarıyla ve bu kez daha iyi ve doğru koşullara çekmek için internet
ortamında bir fon oluşturduk.
Sadece bir sinema filmi olmayan, aynı zamanda sosyal
sorumluluk projesi kapsamında, “Apert
sendromu”na farkındalık yaratacak projemiz için http://www.fongogo.com/ adlı internet
ortamında faaliyette olan yerli bir platformda oluşturduğumuz profil ile 50 Bin
TL toplamak için 3 ay önce kolları sıvadık.
İnSanat Derneği
adına resmi bağış toplama yetkisiyle oluşturduğumuz fon için Bursa’da
çalmadığımız kapı kalmadı.
Projenin önemini ifade etmek için Bursa BŞ Belediyesi Başkanı Recep Altepe’den defalarca randevu
istedik, araya hatırlı isimleri koyduk… Aynı sunumu Bursa’mızın Valisi Türkiye Cumhuriyeti’nin kentimizdeki
temsilcisi Sayın Münir Karaloğlu’na yapmak
istedik ama ne Sayın Altepe, ne de
Vali bey bizi ciddiye almadı, lütfedip görüşmek istemedi…
Osmangazi Belediyesi zaten, kendi sınırları içerisinde
sanat yapmaya çalışan bizim gibi bir sivil toplum örgütünün farkında bile değil
ki, başkan Mustafa Dündar beyin
randevu vermeyeceğini bile bile yine talepte bulunduk ama nafile, Dündar’ın
dünyasına yaklaşmamız imkânsız kaldı.
Gazetecilik dernek ve cemiyetlere bizzat kendim gidip
sunum yaptım, Ak Parti’li Bursalı
vekillerimize telefonla ulaşıp görüşme talebimiz oldu. Projemiz partiler üstü
bir iş olmasına rağmen sadece CHP Bursa
Milletvekili Ceyhun İrgil ile görüşebildik. İrgil destek olacağını söyledi
ve hemen Kültür Bakanlığı Sinema Genel
Müdürlüğü ile bağlantıya geçti…
Ardından da Bursa
Nilüfer Rotary Kulübü’ne, sonra da Koza
Lions Kulübü’ne birer sunum yaptık. Sadece Koza Lions bir miktar destekte
bulundu…
Bursa Ticaret
Sanayi Odasına (BTSO) ulaşmaya çalıştık, ama beyhude bir çabaymış, onu da
anladık! Facebook’ta 2822 kişilik
arkadaş gurubumdan sadece 8 arkadaşım katkıda bulundu ki, fon hesabına yapılan
bağışlar karşılıksız değildi. Her destek karşılığında, ana sponsorluktan,
filmde rol almaya, afiş ve DVD ve Gala’ya davet edilmeye kadar bir takım
ödüller vaat ediliyordu.
20 TL’den başlayıp, 50, 100 ve 25 Bin TL’ye uzanan kalemlerde
destek yapılabilirken 93 günde sadece 1680
(yazıyla: bin altı yüz seksen) Türk Lirası toplayabildik…
Oysa sadece Facebook arkadaş grubumdan gerçek anlamda,
kredi kartı kullanan ve beni doğrudan tanıyıp mücadelemizi bilen en az 500 kişi
vardır diye düşünüyoruk; sadece20’şer TL destekte bulunmuş olsalardı, projemiz
için hatırı sayılır bir katkı yapmış olacaklardı.
Bakın sadece 20 TL diyorum; “Yirmi Türk Lirası” neredeyse iki paket sigara parası…
Ve bir kez daha anlaşıldı ki Facebook arkadaşlığı da en
az Bursalılar ile hemşehri olmak gibi gerçeklikten uzak bir illüzyonmuş…
Ç-Engel filmimizi çekebilmek için fon hesabımız tek yol
değildi elbet.
Kaldı ki, projemizin gerçek bütçesi 2 milyon TL
civarında. Bunun için TC Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’ne başvuruda
bulunduk. Bakanlık bu kez destek olarsa
filmimizi çekeriz, destek olmazsa, ki bugüne kadar bizi yok sayan devlet bundan
sonra tanır mı bilemem ama muhtemelen nasıl bir strateji belirler de filmimizi
çekeriz, veya çekebilir miyiz?
Allah kerim…
NOT: Projemize destek olan ve 1680 TL toplamamıza katlı sağlayan 17 kişiye çok teşekkür ediyorum. Eğer bu film çekilirse onların desteği yadsınamaz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder