Bu şeker başka şeker, bu şeker bildiğiniz gibi değil…
Bu şeker aynı zamanda pek şerbetli…
"şerbet zaten şekerle olur" demeyin, bu şeker yapış yapış, vıcık vıcık...
"şerbet zaten şekerle olur" demeyin, bu şeker yapış yapış, vıcık vıcık...
Ona hiç kimse ne dokunabiliyor, ne de gık diyebiliyor.
Konumuz Şerbetli Numan Şeker efendi!
Bir önceki yazımda, Bursa İl Milli Eğitim atamalarında,
Danıştay’ın atamalarla ilgili “durdurma” kararına rağmen yaşanan skandalı “Bursa’da
“şerbetlenmiş” atamalar…” başlığında ele almış, yaptığım araştırmalar
sonucu karşıma Numan Şeker ismi çıkmıştı.
Numan Şeker’in her devrin ve tam da bu devrin adamı
olduğunu icraatlarından anlamak zor değil.
Trabzon doğumlu olduğunu öğrendiğim, Erzincan İmam Hatip
Lisesi’nden, Uludağ Üniversitesi’ne uzanan eğitim serüveninin ardından demir
attığı Bursa’da 15 yıl kadar Eğitim Bir-Sen başkanlığı yapan Şeker, bu süreçte
de neredeyse her atamaya etki edip, tabiri caiz ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü
parmağında oynatacak kadar kudret(!) sahibi olmuş.
Ben şahsen ismini
Facebook arkadaşlarımdan birinin paylaşımını görünce duymuştum. Arkadaşım,
Numan beyin BŞ Belediyesi’ne atandığıyla ilgili eleştiri dolu sert paylaşımının
altına (kim olduğunu bilmeden) “Ne biliyon, belki de pek Şeker biridir(!)” diye
yorum yazdığımı anımsıyorum.
Daha sonra, Numan Şeker ismini sorduğum hemen her
eğitimci, taraflı tarafsız, Eğitim Bir-Sen’li ya da Eğitim-Sen’li, kim olursa
olsun, söz birliği etmişçesine benzer tepkiyi verdi: Aman aman, Milli Eğitim
camiası bir beladan kurtuldu… Düşman başına!
Düşman mı?
Bela mı?
Nasıl yani?
Ne belası?
Madem belaydı nasıl oldu da 15 yıl bir sendikanın başında
görev yaptı?
Bu yetmiyormuş gibi Ak Parti’den Milletvekili aday adayı
oldu ve nasıl BŞ Belediyesi’ne daire başkanı olarak atandı?
Peki bu bela BŞ Belediyesi’ne ve dolayısıyla (pek takdir
etmeye başladığım) atanmış başkanı Alinur Aktaş’ın “Şeker”ini yükseltmesin?
Aslında açıklaması basit; Şekerli Numan ağabeyimiz,
soyadında da tevekkeli önemli makamlarca şerbetlenmiş bir mertebeye yükselmiş;
buradan bulduğu cesaret, özgüven ve gayri resmi yetkilerle kendini muhafazakâr
eğitimci kardeşlerimizin seve seve ya da sehven veya mecburen, haklarını
arayacakları sendikalarının başında tutmuşlar…
Tabi kendi hakları kollanırken, başkalarının haklarının
yendiğini ne kadar umursamışlar, o konuyu tüm değerli eğitimcilerin
vicdanlarına bırakıyorum.
O şimdi Bursa Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanı olarak
atandı.
Kim atadı, emri nereden geldi, kimin adamıdır, somut
bilgi edinememekle birlikte karşımıza İç İşleri bakanı Sayın Süleyman Soylu
çıkıyor.
Şeker’in sırtını yasladığı dayı Soylu mudur değil midir,
çok da önemi yok; burada bir Bursalı olarak beni ilgilendiren ve endişelendiren
mesele Numan efendinin ardında bıraktığı soru işaretleri ve etrafındaki
insanların verdiği dehşet tepkiler. (Ki, bazılarını buradan yazmaya terbiyem müsaade
etmiyor)
Tekrar, altını
çizerek anımsatıyorum:
Numan Şeker’in
şekerinde boncuk mu var da ısrarla ve inatla birileri onu bir mevkie yamamaya
çalışıyor?
16 yılı geride bırakıp 17. yılına girmeye hazırlanan Ak
Parti’nin etrafında uçuşan şaibeler sıcaklığını korurken, Numan Şeker’i
parlatma çabaları neyin nesi?
Koskoca Bursa’da şaibesiz kimseyi bulamıyor mu Ak Parti
teşkilatı?
Liyakat liyakat diye yırtındığımız bir dönemde; onca
temiz, namuslu, vizyonel, objektif, (İlle de Bursa doğumlu olmasına da gerek yok)
Bursa’yı seven, Bursa’nın sorunlarını bilen, tasası olan, bu konuda bilgi,
birikim ve deneyime sahip en az 20 tane Ak Partili adam gibi adam sayarım size
ve neden Numan Şeker?
Sn Alinur Aktaş’ı, FotoFest basın toplantısında bir kez
daha dinledim; sanata, sanatçıya ve Bursa’nın çağdaşlaşması için duyduğu
hassasiyetinden bir kez daha emin oldum; Recep Altepe döneminde yapılan
yanlışlara düşmemek için soruyorum Numan Şeker’e kefil misiniz Sn Aktaş?
Bir Bursalı olarak size güvendiğimiz gibi ona da
güvenelim mi?
Yoksa, “yerel seçimlere kadar” bekleyip görelim mi?
Beklerken BŞ Belediyesi “şeker komasına” girmesin, diye
de eli kalem tutan duyarlı bir kentli olarak uyarmayı görev sayıyorum.
Yoksa ne Aktaş, ne de Numan Şeker babamın oğlu. Benim
için iki değer var, o da Bursa ve ülkem, gerisi teferruat!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder