Fenerbahçeliler pek mutlu. Bursaspor gibi bir takımı evire çevire ve muhteşem bir futbolla 2-1 yenerek şampiyonluk iddiasını
sürdürdü.
Peki gerçekten öyle mi?
Maç Kadıköy’de. Rakip Bursaspor, Ligde kalmayı
garantilemiş, sarı lacivertli taraftarlar, rakibi parçalayacak diye bekliyor
ama o da ne!
Bursaspor hiç de öyle kollarını açmış, “gel bana gol at”
havasında değil. Haddini bilen, akıllı futboluyla ev sahibi rakibin ataklarını
başarıyla karşılayan bir performans sergiliyor. Savunmada aptalca bir hata
olmazsa Fenerbahçe’nin gol atması zor görünüyor.
Böyle giderse Bursaspor’un kazanması, en kötü ihtimalle
bu zorlu deplasmandan bir puan koparması işten bile değil.
Fenerbahçe baskılı ama dişe dokunur pozisyonu pek yok.
İkinci yarı başlıyor ve genç teknik adam Mustafa Er’in takımı, deneyimli teknik
adam Aykut Kocaman’ın takımına karşı stratejisini bozmuyor ve Bursa’nın
bereketli altyapısının, Fransız futbol uleması Le Guen’in yeteneğini görmezden
geldiği Furkan Soyalp’in George Hagi’yi anımsatan usta işi vuruşu ile 1-0 öne
geçiyor.
Bursasporlular havalarda ama heveslerini kursaklarına bırakan
hata, attıkları golün sıcaklığı ve heyecanı geçmeden savunmadan değil de
forvetinden geliyor.
Eski Fenerbahçeli Bursaspor’un tartışılan ismi Fransa
doğumlu Müslüman Moussa Sow öyle bir dakikada öyle bir hata yaptı ki, eski
takımını adeta ipten aldı. O gol olmazsa ev sahibi takım daha da panikleyecek,
belki de Bursaspor bir gol daha bulacak.
Oyun Bursaspor’un attığı gollerle 1-1 olmuş, Bursaspor
kontrollü futboluna devam ediyordu ki bu kez umulmadık bir başka gizli Fenerbahçeli
sahneye çıktı ve konuk takıma son darbeyi indirdi.
Hakem Fırat Aydınus.
Maç boyunca ev sahibi takımın sert futboluna göz yuman,
kritik anlarda ev sahibi takımı kollayan kritik kararlarıyla oyunun akışını ev
sahibi lehine çeviren Aydınus, Volkan’a ve Valbuena’ya
göstermediği sarı kartını Bursaspor’dan Titi’ye kırmızı kart olarak patlattı!
Sadece Titi’ye değil, yedek kulübesinde karara isyan eden
Kubilay Kanatsızkuş’a da kırmızı gösterdi, ardından Teknik Direktör Mustafa Er’i
ve hızını alamayıp kulübün tercümanını da tribüne yolladı.
Sonra ve sonra, gardı düşen Bursaspor’a son yumruğu eski
futbolcusu Fernandao indirdi ve hakem kararıyla(!) maçı Fenerbahçe kazandı.
Evet; Fenerbahçe zorlu Bursa deplasmanından, af
edersiniz, maç Kadıköy’deydi değil mi, hay Allah, neyse; zorlu maçı kazanarak taraftarlarını
da engin coşkulara boğdu(!)
İnanın abartmıyorum, hakem kararıyla kazanılan bu maç
Fenerbahçelileri çok mutlu etti. Emin olun bir tane aklıselim Fenerbahçeli “Bursaspor’un
hakkı yendi, koskoca Fenerbahçe’nin hakemin katkısıyla maç kazanması beni
utandırıyor” diye düşünmemiştir, kuşkunuz olmasın.
Aksine, birçok Fenerbahçeli taraftar, Bursaspor’un bu
kadar çok direnmesine anlam veremiyor, üstüne hakaretler ediyordu.
Bursaspor’un iddiası yokmuş da, neden maça asılıyormuş da
vs vs…
Bırakın sıradan fanatik taraftarları (ki, onlar için
maçın nasıl kazanıldığı değil, sadece üç puan alınmış olmasının önemi vardı. Takımları
galip gelsin de nasıl gelirse gelsin!)
Taraftarın bu şekilde düşünmesini normal kabul edelim de
ya anlı şanlı gazeteci ve yazarların taraftarlar gibi bakmasına ne demeli?
İçlerinde bi tane bile haysiyetli yazar çıkmaz mı?
Hadi İbrahim Seten Fenerbahçeli diyelim, peki ya Uğur
Meleke gibi tarafsızlığına inandığım yazar, maç yazısında Fırat Aydınus’un
yanlışlarını nasıl görmez?
Erman Toroğlu ekrandan bağırıp çağırdı Fırat Aydınıs’un
rezilliğini anlattı ama ne çare…
Türk futbolunun yaşayan efsane kalecisi Rüştü Reçber’i ne
kadar Fenerbahçeli sayabiliriz artık? Belki de objektif ve gerçekçi
yorumlarıyla Fenerlilerin onurunu kurtaran tek isimdi, bence.
Bursaspor’un hakem kararıyla kaybettiği, Fenerbahçe’nin
de bu şekilde kazandığı ilk maç değildi bu, son da olmayacak.
Kadıköy’de oynanan maçta şunu anladık ki, Bursaspor Türk
futboluna yetenekler kazandırmaya, Fenerbahçe ise yetenekleri yok ederek zarar
vermeye devam ediyor.
Maçta atılan 3 golde de Bursaspor’un izleri var çünkü,
görmek isteyen o izleri takip edip Türk futboluna kimin yarar, kimin zarar
verdiğini daha iyi anlayabilir.
Hatta sadece Fenerbahçe’ye değil Galatasaray’a bakınca da
bunu anlayabilirsiniz.
Sadece bakın yeter!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder