Biz de yaptık, aslında tüketim toplumları için çok pratik
olanaklar sunuyor, Evkur ve türevleri… Özellikle de bizim gibi gelir seviyesi
düşük ve kaynak dağılımının adil olmadığı fırsat eşitliğinin bulunmadığı toplumlar
için, kefilsiz alış-veriş imkanı, uzun vade ve elbet yüksek faizlerini bir
kenara bırakırsak, düzenli akarı olan orta direk için büyük kolaylık.
Evet, fakat, ama ve amma ve lakin, ilginç bir durum fark
ettim Evkur ile ilgili.
Aslında fark ettiğim durum sadece ilginç değil aynı
zamanda hoş olmayan bir gerçeği de anlamama vesile oldu.
2008’de aldığım ve 9 yıl boyunca kullanmaktan memnun
kaldığım HP Pavilion laptopum artık miadını doldurunca yenilemeye karar verdim
ve Evkur’dan aynı markanın yeni modelini tercih ettim.
Aldığımın daha ilk haftasında sorunlar başladı ve ürünü
acilen servise yollamak zorunda kaldım.
Yıllarca sorunsuz kullandığım markanın eski sürüm
ürününden sonra bu son cihazın bir haftada servislik olması hem canımı sıkmış,
hem de aklımı karıştırmıştı.
Markada mı sorun vardı, yoksa…
Yoksa ne?
Sonra bir de baktım ki, etrafımda en az 6 kişi Evkur ile
ilgili benzer sorunlar yaşamış, cihazların hepsi de alındığının birinci ayını
doldurmada servisi boylamış. Özellikle de elektronik cihazlar, şikayetlerin
odak noktasını oluşturuyordu.
Bu işte bir gariplik vardı.
Bir, iki, üç olsa diyecem ki rastlantı, ama benimle birlikte
yedi Evkur müşterisi de elektronik cihazlarda aynı sorunla karşılaşıyorsa,
burada rastlantıdan söz etmek saflık olur.
Belli ki Evkur’un sattığı elektronik cihazlarında ortak
bir sendrom söz konusu.
Anladığım kadarıyla (ki bu benim çıkarımım) Evkur, dünyaca
ünlü birçok markanın sorunlu cihazlarını ucuza topluyor, uzun vade ve yüksek
faizle piyasaya sürüyor, zaten sorunlu olan cihazlar da hemen sorun çıkarıp
servislik oluyor.
Çünkü bu durumun başka bir açıklaması yok!
Sadece bu mu?
Değil tabi…
(Evkur Bursa Merkez -2. Kat'ta sıra bekleyenler) |
Özellikle yaşlıların durumu daha zor. Eksi 2. kattaki
kasaya inseler uzun kuyruk var, 6. kata çıksalar, çık babam çık, taa en tepede…
Özetle; Evkur hem millete bozuk ürünleri sokuşturuyor,
ödeme yapan müşteriye zorluk çıkarıyor, hem de yüksek faizlerle kârına kâr
katıyor!
Bu duruma itiraz eden müşterinin tepkisini de pek ciddiye
aldığı yok, mağazadaki görevliler evlere şenlik, seni dinleyecek seviyede değil,
her eleştiriye bir bahaneleri var ve “müşteri daima haklıdır” ne demek bilmiyorlar,
hele “müşteri velinimettir” sözünü, “müşteri yolunacak kazdır” diye algılıyor
olmalılar… Vatandaş ne de olsa paşa paşa borcunu ödüyor, bu duruma dur diyecek
ne bir makam var, ne de merci, memleket olmuş Yağma Hasan’ın Böreği…
Evkur’un yapması gerekenler belli, ama bunları yapsa
belli ki kâr marjının düşeceğini hesaplıyor olmalı. Burada iş tüketiciye
düşüyor. Evkur’a gitmeden önce bir değil, beş kez düşünecekler.
Zira ben müşteri olarak bundan böyle bunu yapacam ve
etrafımdaki insanları uyarmaya başladım bile.
Evkur’u yönetenler şunu bilmeli ki, müşteri yoksa, para
da yok!
Bir müşteri kaçmış Evkur için ne ki.
Varilde bir damla…
O damla(lar) olmasa varil(ler) dolar mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder