Pazartesi, Nisan 18, 2016

Hamza hoca Bursa’da emanet mi?

Kaçan puan büyük oldu…
Hatta puan da değil, puanlar…
Bir değil iki değil, tam üç puan bıraktı Timsah Arena’da Bursaspor…
Bu maçı TV karşısında izledim.
Oysa ilk defa Timsah Arena’ya gidip taraftarlarla aynı atmosferi paylaşmayı planlamıştım hafta içi. İsveç’ten ziyaretimize gelen kayın biraderim Nusret’i, 75’lik babam Ferik ustayı, oğlum Ferit ve diğer kayın biraderim Agim’i de alıp maça götürmeyi  hayal ediyor, bunun için cumartesi gününden bilet almak için Atatürk Stadı’nın orada, Kültür Park girişindeki gişelerde sıraya girdik.
Sıra çok ağır ilerlerken gişedeki görevliye durumu sorduğumda acı gerçekle de yüzleştim. Çünkü artık maçlara biletle girme devri bitmiş, tek maça dahi olsa mutlaka passolig almak gerekiyormuş.
“Tamam, sorun değil, alalım” diyorum ama öyle “hemen alalım” demekle de olmuyormuş.
Her kişi için nüfus kâğıdı ve fotoğraf gerekiyor. Yabancıysa maçı izlemek isteyen, pasaport ibra etmek zorunda ve elbet fotoğraf…
ABD'ye vize değil sadece bir futbol maçına, tek seferlik bilet almak için bunlar isteniyor.
Böyle olunca elbette biz de passolig sillesi ile böyle acı bir şekilde tanışıp, gişelerden kös kös uzaklaşırken, bunca yıldır, büyük taraftar kitlelerinin passolige neden tepki gösterdiklerini de, bizzat yaşayarak anlamış olduk.
Maçın sonucuna bakınca “iyi ki de bu rezaleti canlı canlı izlememişim” demekten de kendimi alamadım.
Evet, tek kelimeyle, Bursaspor’un oynadığı ya da oynayamadığı futbol “rezalet"ti...
Birkaç gün önce, ligin en parlak futbolunu oynayan şampiyonluk adayı Beşiktaş’a karşı direnen takım gitmiş, ne oynadığı belirsiz, amaçsız, ruhsuz, isteksiz bir futbolcu yığını çıkmıştı Akhisar karşısına.
Oysa onlara inanan hatırı sayılır bir taraftar kitlesi Timsah Arena’nın tribünlerindeki yerini almış, bilinen ve insanın içini kımıldatan tezahüratlarla ruhsuzlar takıma ruh aşılamaya çalışıyordu.
Bir takım altı günde nasıl bu kadar çaptan düşebilir?
Bu takım hiç mi çalışmadı?
Bu takımı motive etmesi gereken kim?
Hamza Hamzaoğlu ne iş yapar?
Büyük umutlarla alınan Balázs Dzsudzsák nerede, Dany’e ne oldu?
Beşiktaş maçındaki golle moral bulan Miroslav Stoch ve sezon başında attığı gollerle takımı sırtlayan Tomáš Necid’e bu maçta neden yedek?
Bu oyunculara para veriliyor, hem de büyük paralar?
Doğru, bunları Hamza hoca almadı, sezon ortası Bursa’ya geldi.En güvendiği prensi Deniz sakatlanıp çıktı.
Deniz takımın tek kurtarıcısı mı?
Peki, bu futbolcuları maçlara hazırlayacak olan kim?
Velhasıl kelam, Bursaspor, Akhisarspor karşısında çok büyük bir fırsatı tepti. Sadece takım değil, Hamza hoca da taraftarın güvenini fena halde tüketti.
Bu maç kazanılsaydı, üst sıralar için ciddi bir avantaj yakalayacak, Bursa’da Galatasaray’ı da yendiğinde (ki G.Saray’ı yenmeyeni dövüyorlar) belki Avrupa’ya gidebilme şansını bile zorlayacaktı.
Olmadı, bu fırsatı arsızca tepti Hamza hoca ve talebeleri…
Kaçan 3 puan değerindeki balık büyük oldu!
Galiba Hamza Hamzaoğlu görev yaptığı kentin Bursaspor’a verdiği önemini anlayamamış. Belki kendini Bursa’da emanet görüyordur, belki aklı hâlâ G.Saray’da olabilir; her ne olursa olsun, bu takımın ruhsuzlaşmasını haklı çıkarmaz.
Eğer gerçekten böyle düşünüyorsa, hem kendine yazık eder, hem de kendisine inan taraftarlara ki bu taraftar birini sevdi mi ya tam sever, ya da nefret eder!
Biri bu durumu Hamza hocaya anımsatsa iyi olur…
Yok eğer, GS'de olası bir yönetim değişiminde yeniden İstanbul'a gitmeyi hayal ediyorsa da... 
Bursa'da iz bırakmadan gideceği için, taraftarın ondan nefret etmesine bile gerek kalmayacak, demektir, yolu açık olsun....

Not: Hamza hoca benim güvenimi Amedspor'a elendiğimiz maçta zaten kaybetmişti. Ezcümle anımsatayım, dedim!

Hiç yorum yok: