Salı, Eylül 15, 2015

Allah'a iftira atmanın arsızlığı…

Takdiri ilahi ne demek?
Açıklamasını da yapatım hemen: Bizim bir suçumuz yok ilah öyle buyurdu, takdir onun.
Yani buradaki ilah Allah, yani yaratıcı, yani âlemlerin rabbi…
İnananlar için her şeyin gerçek sahibi, var oluş nedeni: Türkçesi Tanrı, İngilizcesi God, Arnavutçası Zot, İbranicesi Rab, Hıristiyanların Kutsal Ruhu, Arapların Allah diye tanımladıkları tek ve yüce varlık…
Yani yeryüzünde olan insanların başına gelen bütün kazaların, belaların, kötülüklerin suçlusu o, öyle mi?
İnsanların hiç hatası, kusuru, kabahati yok…
Ne oluyorsa takdiri ilahi, öyle mi?
Suudi Arabistan’ın başkenti Mekke’de bulunan Müslümanların hac merkezi, en kutsal mekanı, en yüksek mertebesi Kabe’de geçen hafta, ibadet etmekte olan hacıların üstüne vinç devrildi, 107 Müslüman öldü. Kabe’nin etrafı kan revan oldu.
Yıllardır tamamlanamayan ve kutsal bir mekândan çok AVM’yi andırmaya başlayan Kabe’nin genişletme çalışmalarını yürüten Bin ladin Grubu kazayı “takdiri ilahi” olarak açıkladı.
Evet, vincin devrilmesinin suçlusu da Allah imiş, geçmiş olsun!
Mukadderat…
Pekiiiii…
Takdiri İlahi diyerek suçu üzerlerinden atanlar Allah’a iftira etmiş olmuyorlar mı?
Elbette bu bir iftiradır…
İye de Allah buna itiraz edebilir mi?
Yani, “Bi dakka ya, kendi hatalarınızı, kusurlarınızı ne için bana yüklüyorsunuz! Bu sizin suçunuz!” der mi?
Demez elbet…
Çünkü Allah bu, kaportacı Abdullah değil…
İnsanlık tarihi boyunca bu iftira mütemadiyen Allah’a atıldı durdu ve atılmaya devam ediyor.
Alemleri var ettiğine inanılan bir güçse söz konusu, kalkıp evrende mikro organizmadan da daha küçük organizma olan bir mahlukatın kendisine iftira atmasıyla uğraşmıyor.
Uğraşmadığını anlamak için ulema olmaya gerek yok.
Aynı iftira 1999 depreminde de atılmadı mı?
Evlerin, apartmanların hem çürük, hem de fay hattı üstüne yapılmasına göz yumulduğu halde, müteahhitler, belediye başkanları, ruhsatlara imza atan mühendisler yerine, “takdiri ilahi” denilerek yaradan suçlu ilan edilmedi mi?
O kadar da geriye gitmeye yok…
Daha birkaç yıl öncesine kadar, Soma’da, Ermenek de kömür madenlerinde yüzlerce işçi göz göre göre, diri diri toprağa gömülürken muktedirler, “Bu işin fıtratında var” diyerek suçu ve suçluları göz ardı etmeye kalkmadı mı?
Ölen öldü, yapacak bir şey yok “Takdiri İlahi…”
Ama derler ki, “Allah’ın sopası yok…” diye..
Yok ama atalarımız buna da şöyle karşılık veriyor:  Sap döner keser döner, gün gelir hesap döner!
Eğer bir toplum çürümüşse, o toplumun içi çürük bireyleriyle tek tek uğraşmak yerine belki de toplu bir “duuuur hele…” uyarısı gelecektir, belli mi olur.

Ne de olsa “takdiri ilahi(!)”

Hiç yorum yok: