Çarşamba, Haziran 03, 2015

Bu G.Saray'a kaybediyorsan eğer...

Yazıklar olsun!
Başka ne denir ki…
Saha kendi sahan… 
Rakip zafer sarhoşu, rakip yorgun… 
Rakip doymuş…
Aç olan sensin. Maça da hızlı başlamışsın. 
Evet şans senden yana değil belki ama bu kadar çabuk pes edilir, oyundan kopulur mu arkadaş!

Volkan Şen, sen böyle bir maçta yıldızlaşmayacaksın da ne zaman takımını zafere taşıyacaksın, o zaman sen yıldız değilsin! Bütün tercihlerin yanlıştı. Biraz dikkatli olsaydın, biraz, kendine değil takıma oynasaydın, maç ilk yarı kopacaktı.

Ozan Tufan, sen bu maçta döktürmeyeceksin de ne zaman takıma damga vuracaksın?

Harun, rakip üç kez geldi ve sen üçüne de buyur dedin kardeşim!

Şenol Güneş, evet çok tecrübelisin ama ne yazık ki daha önce yaptığın hatalardan hiç ama hiç ders alamamışsın… Takımın yine final maçını final gibi oynayamadı ve sen yine kaybettin. 
Sadece sen değil takımın da kaybetti…

Avucunun içine kadar gelmiş kupa şampiyonluğunu, doymuş, şımarık, kendi içinde kavga eden futbolculardan kurulu, yönetimi sorunlu ve çaylak bir teknik adamla yürüyen bir takım önünde kaybettin, hediye ettin!

Çok şey kaybetti Bursaspor. Kaçan sadece bir kupa değil, yarına dair umutlar, geleceğe dair planlar dağıldı…

Şenol Güneş sahanın en iyisi Bakambu’yu çıkardı, son dakikada gencecik Enes Ünal’ı soktu. Enes Ünal kurtarıcı olarak giriyor, Enes’e de yazık, Bakambu’ya da!

Galatasaray üç net pozisyon buldu, üçünü de gol yaptı. Biz ise birçok pozisyondan sadece 2 gol atabildik, biri de ofsayttan.

Bu neyin farkı biliyor musunuz? Takım deneyimi, oyuncuların bireysel tecrübesi… Bursaspor’da eksik olan en önemli fark buydu. Yedek kulübesinden deneyimli oyuncularla takviye yapabilirdi. Mesela Holman gibi…

G.Saray’ın buna benzer finaller oynamış deneyimli kadrosu Bursaspor’u kendi evinde sürpriz bir şekilde yendi ve ZTK’yı da kazandı.
Sürpriz evet. Çünkü, en önemli silahı kalecisi Muslera’dan yoksun ve maç Bursa’da…

Galatasaray'ı kutlamak gerek. Tıpkı ligde rakiplerinin hediye ettiği gibi Bursaspor’un da ikramını geri çevirmeyerek çifte zafer yaşadı.

Evet, Bursaspor savunmasında çok önemli oyuncular yoktu. (Şimdi gel de Serdar Aziz’e isyan etme o gördüğü kırmızı kart için)

Genç Ertuğrul’a kızamıyorum. Böyle bir deneyime hazır değilken çok ağır bir yükün altında ezildi. 

Evet ama rakip de zafer sarhoşu, yorgun ve sen kendi evinde oynuyorsun. Savunmada neden bu kadar salaklıklar yaparsan. Galatasaray gibi bir rakiple oynarken bu kadar basit hatalar yaparsan, hiç kusura bakma arkadaş, hüsran yaşaman kaçınılmaz olur. Öyle de oldu.

Hamza Hamzaoğlu bile "Oyuncularımı toparlamak zor oldu" diye itiraf ederken, Şenol Güneş ise maç içinde dağılan takımını sadece seyretmekle yetindi... 

Yazık mı oldu? 
Evet, yazık oldu ama takıma değil, bu takımdan çok şey uman taraftarlara. Yılların hasreti o kupa şampiyonluğunu doyasıya yaşamanın hayalini kuran taraftara yazık oldu.
Ve heba oldu. Sezon boyunca oynadığın etkili futbol, attığın onca gol, alın teri, emek, göz yaşı…
Hepsi heba oldu..
Bunları taçlandırman gerekirken, yine finali beceremedin. Ertuğrul Sağlam döneminde Ankara’da Fener’e hediye etmiştik kupayı, bu sefer de Galatasaray’a…

Bir çift söz de maçı TV’de yorumlayan hakem eskisi Erman Toroğlu’na…
Bursaspor da tıpkı G.Saray gibi bu ülkenin takımı. Maçın başında son anına kadar G.Saray’ın ne yapması, ne yapmaması gerektiğini, maçı nasıl çevirebileceğini, utanmadan, sıkılmadan yorumladın durdun. Bursaspor’a verilen penaltıda bile “maalesef penaltı” diyecek kadar tarafını belli ettin ki, bir kocaman “YAZIKLAR OLSUN” da sana…

Hüzün, göz yaşı ve keder de bana… :(

Ve Şenol Güneş, Volkan Şen, Ozan Tufan, Harun Tekin! Size inanan, güvenen koca bir kentin umutlarını, hayallerini yıktınız, sizi nasıl af etsem bilemiyorum,

Son sözüm de taraftara: Evet üzüntülüyüz, evet hayal kırıklığımız büyük... Fakat o koltukları kırma, zarar verme, isyan etme hakkını sana kimse vermez, veremez. Yenilginin acısnı da dindirmez! Büyük taraftar takımına işte bu anlarda destekler ki, galiba sen de sanıldığı kadar büyük falan değilsin... Bu takım neyse sen de o kadarsın işte!

Hiç yorum yok: