Bugün cenaze töreni yapıldı bir zamanların muktediri,
heybetli ve pek kudretli Kenan Evren’in…
98 yaşındaydı son nefesini verdiğinde...
Kimine göre yaptıkları yanına kar kaldı ve hesabını veremeden
öldü.
Gerçekten huzur içinde mi öldü Evren, yoksa iddia edildiği
gibi son 20 yılı hastane odalarında, doktor kontrolünde, “ha bugün ölecek, ha yarın” korkusuyla mı geçti, bilemiyoruz.
Ama bir gerçek var ki, Sultan Süleyman’a bile kalmayan
dünya Kenan Evren’e de yar olamdı.
Ben cenaze törenini merak ediyordum, nasıl olacak, nasıl
geçecek diye…
Çünkü, kızı Şenay Gürvit, CNNTurk’te Mirgün Cabas’ın
sunduğu programa telefonla katılarak, “Türkiye’de
70 milyon’dan 60 Milyonu babamı takdir ediyor” demişti.
Elbette bu normal, nasıl ki kargaya yavrusu kuzgun görünüyorsa,
anası/babası da yavrusuna dünyanın en mükemmel insanı olarak görünmesi doğal…
Ne yaptıysa Evren milleti için yaptı, deniyor. Hatta, 17 yaşındaki
Erdal Eren’i, yaşı büyütülerek astırılması dahi Millet’in bekası içindi, onlara
göre…
Nihayet o Evren, birçok kişinin idam ettiren, elleri titremeden
imza attığını defalarca dile getiren bir zamanların korkulan adamı, 100. yaşını
göremeden son nefesini verdi.
Kimine göre de ölmedi, düşünceleri ve zihniyeti, muktedir olmayı sevenlere miras kaldı, hala kullanılmakta…
***
Bugün Ankara Akseki Camii'nde cenaze namazı kılındı. Bir
zamanlar peşinde pervane olan, ağzından çıkacak bir tek sözüne köle olmaya
hazır yalaka ve yandaşlar ortada yoktu. Sadece bir grup asker ve bir çok medya
mensubu… Cenaze namazı ardından imam
helallik istediği sırada iki kadın “Helal
olsun” diyen askerleri arasından avazları çıkarak "Haram olsun" diye bağırdı.
Ardından da koşturmacalar, kadınları susturmaya
çalışmalar, vs vs…
Oysa bir şeyi helal ya da haram etmek kulun
insiyatifindedir. Bu İslam dininin inananlarına tanıdığı demokratik bir
haktır(!)
Kimi bunu haykırır, kimi içinden söyler.
Bu kadınlar da bu haklarını haram etmekten yana
kullanmayı tercih etmişler.
Anlaşılan zorla helal ettirmek muktedirlerin fıtratında
var.
***
Kenan Evren’in kim ve ne olduğunu tekrar yazmaya,
anlatmaya gerek yok. Çünkü o, Sam Amca'nın "bizim çocuklar başardı" diye övündüğü çocukların ağabeyi idi... 12 Eylül 1980 sabahını daha dün gibi anımsayanlardan
biriyim. 14 yaşındaydım ve o gün nedense hep bir pazar günüymüş gibi yer
etmişti kafamda. Oysa günlerden cumaydı ve bugün yaşadığımız nice sorunların temeli,
nice acıların tohumları işte o gün atılmıştı.
Bugünün muktedirlerinin geçmişten ders almamaları ne acı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder