Önce, kalleş ne demekmiş ona bakalım!
TDK sözlüğünde aynen şöyle yazıyor: Birine gizlice kötülük eden...
Arapça’dan dilimize girmiş sayısız sözlerden sadece biri, Kalleş!
Ben bu sözü Cüneyt Arkın’ın vurdulu kırdılı filmlerden
bilirim.
Bir yanda Cüneyt ağabeyimiz ve arkadaşları, öte yandan kötü
adamlar, yani kalleşler!
Kara Murat veya Malkoçoğlu filmlerinde ise Bizanslıların veya
Rusların hepsi birer kalleşti.
Erol Taş en büyük kalleşlerden biriydi mesela… Bilal İnci.
Turgut Özatay, Önder Somer, Hüseyin Baradan, Altan Günbay, Yadigar Ejder, Tecavüzcü Coşkun, Nuri Alço…
Kalleşlerden kalleş beğen!
Peki, gerçek hayatta kalleş kimdir, kime denir? Etrafımızdaki kalleşleri nasıl anlayabiliriz?
Şimdi size gerçek bir kalleşlik olayını anlatacam ve etrafımızda
ne kadar çok kalleşlik edebilecek insanın olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
Olayı yaşayan ortanca oğlum Tarık.
Geçen gün, üniversite çıkışı Bursa’da Hoca Hasan Mahallesi’nden
geçerken bir kavgaya tanık oluyor.
Tarık’ın anlattığına göre, bir camiye cenaze namazına gelen iki
arkadaş, arabayı öyle bir şekilde park etmişler ki, daha önce park etmiş bir
araç onlar yüzünden çıkamıyor ve uzun süre yolu kapatan aracın sahiplerinin
gelmesini bekleme durumunda kalıyorlar. Lakin yanlış park etme yüzünden
çıkamayan diğer aracın iki sahibi de bu yüzden yetişmeleri gereken deniz otobüslerini
de kaçırıyorlar ve ciddi anamda mağdur oluyorlar.
Neyse, cenaze namazı bitip de yanlış park eden vatandaşlar
arabalarının başına gelince, haklı olarak öfkeli diğer iki araç sahibiyle tartışmaya
başlıyorlar. Bir süre sonra tartışma alevlenince de cenaze namazından çıkan 2
kişiden biri telefon edip 2 kişiyi daha çağırıyor.
Böylece, daha önce 2’ye 2 olan grubun dengesi 4’e 2 olarak
bozuluyor. Sonradan gelen iki kişilik takviye ile cesaretlenen yanlış park eden
grup, deniz otobüsünü kaçıran 2 arkadaşa saldırıp ağız burun dağıtıyorlar.
İlk başta grubu ayırmaya çalışan Tarık, iş çığırından çıkıp
diğer iki kişi de gelince olayı izlemekle yetinmeyip telefonla (155) polise haber
ettiyse de zaten mağdur olan iki arkadaş kalleşçe bir saldırı ile esaslı bir
dayak yemekten kurtulamıyorlar.
Sonra ne olduğunu öğrenemedik ama buradaki durum şu: 2’ye 2
kavga etmeye cesaret edemeyen cenazeden çıkmış iki vatan evladı, telefonla çağırdıkları
diğer arkadaşlarının yardımı ile kavgadan kazançlı çıkmayı başarıyorlar(!)
Pek bu bir kalleşlik değil mi?
Delikanlılık bunun neresinde?
Aynı durum polis için de geçerli değil mi?
Silahsız vatandaşına, sırf protesto etme hakkını kullanıyor
diye, gaz tabancası kapsülü ya da plastik mermi ile gözünden ya da kafasından
vurmak da kalleşlik değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti polisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşın canına
nasıl kast eder?
Gezi olaylarında gördük, yetmedi Bursaspor-G.Saray kupa maçından
sonra çıkan kargaşada Türk Polis bir Bursasporlu taraftarı plastik mermi ile gözünden
vurup kör ediyor!
Bu ne büyük bir kalleşliktir öyle?
Karşında silahsız bir yurttaş var ve gariban ailelerin polis olmuş çocukları, gariban ailelerin silahsız çocuklarının kafasına
gözüne hedef alıyor.
Hele savunmasız kadına ve çocuklara uygulanan şiddete ne demeli?
Bu bile bizim karakterimizi, zavallılığımızı kanıtlamaya yetmiyor mu?!
Zoru görünce kaç...
Düşene tekmeyi bas...
Hasmına pusu kur, arkadan vur...
Aman, bana dokunmayan yılan bin yaşasın...
Hele savunmasız kadına ve çocuklara uygulanan şiddete ne demeli?
Bu bile bizim karakterimizi, zavallılığımızı kanıtlamaya yetmiyor mu?!
Zoru görünce kaç...
Düşene tekmeyi bas...
Hasmına pusu kur, arkadan vur...
Aman, bana dokunmayan yılan bin yaşasın...
O zaman başlıktaki soruyu bir daha yöneltiyorum: Türkler kalleş
midir?
Evet bence kalleştir, hem de sapına kadar kalleştir.
2’ye 2 kavga etmeye cesareti olmayan, silahsız direnişçi ile
mücadele ederken, üstündeki üniformaya, elindeki silaha, gaz tabancasına güvenen
pis birer kalleşiz hepimiz.
İnanmıyorsanız, etrafınıza bakın, o kadar çok kalleş var ki…
…olmadı geçin aynanın karşısına ve sorun kendinize: Acaba
ben de kalleş miyim?
https://twitter.com/inSanatDernegi
https://twitter.com/inSanatDernegi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder