Perşembe, Mayıs 29, 2008

MEHMET DEMİRKOL SONUNA KADAR HAKLI!


Mehmet Demirkol "Millet bu maçı izledi" başlıklı yazısında halkımızın, 3 büyük diye önümüze sunulan takımların yanı sıra Anadolu kulüplerinin de izlendiği konusunu işlemiş son yazısında:

"Muhabirinden patronuna kadar. O şehirler de suçlu. Güçlü bir yerel medya kuramadıkları için. Ankara'nın 100 bin satan, İstanbul'da da okunan bir gazetesi neden yok? Ankara merkezli güçlü bir özel televizyon ya da. Bursa'da 30 bin satan gazete varken, Kayseri'de neden yok?"

Bursa'da oynanan Kayserispor-Gençlerbirliği Fortis Türkiye Kupası'nı örnek olarak göstermiş, bunun sorumlusunun da medya olduğunun altını çizerken, kulüp ve o kentin sanayici, işadamları ve medyasına da gönderme yapmış!

Demirkol sonuna kadar haklı!

İstanbul'u bu ülkede zorlayacak şehirlerin başında da Bursa geliyor! Bursa'nın son sayımlara göre nüfusu 2,5 milyona dayanmış durumda! Taraftar potansiyeli, değil Türkiye'de dünyada bile birçok takımı kıskandıracak düzeyde. (Başarısızlıklara rağmen) tribünler her maç neredeyse tıka basa!

Peki ya Bursa gerçek anlamda böyle bir potansiyele sahip mi?

Evet, gerek yerel medyası, (Demirkol 30 bin satıyor demiş) ama en çok satan gazete Olay'ın tirajı, ortalama 10-15 bin civarında, Bursa Hakimiyet 5 ila 6 bin tiraj arasında değişiyor. Yeni piyasaya çıkan gazeteler Bursa Meydan, Avrupa, Kent ve yılların gazetesi Bursa Haber 1000'i aştıkları zaman bayram yapıyor(!)

Bursa, en büyük sorununu gittikçe yakınlaşan İstanbul'un arka bahçesi olmaktan kurtulamamakla yaşıyor. 7 tepeli dev değirmenin gölgesi, gerek sporda, gerekse sosyal ve kültürel alanda (sözde kalan) yeşil Bursa'nın karabasan misali üzerine çullanmış durumda!

"Taşra" olmaktan öteye geçemeyen 2,5 milyonluk bir köy olmaktan kurtulamayan Osmanlı'nın ilk başkenti olan Bursa'da, sanayi ve tarım arasında sıkışmış kalmış halkı bir yana, işadamları da bu potansiyelinin farkında değil.

Sporda olsun, sanatta olsun, sayısız yetenek çıkartan, ulusal ekonomiye katkısıyla Türkiye'nin atar damarı konumundaki Bursa, ne kendine gereken önemi verebiliyor, ne de Ankara'dan hak ettiği ilgiyi bulabiliyor!

Uludağ'ın eteklerinde kurulu Bursa'da yaşayanlar kısır çekişme içindeki siyasetin girdabında debelenmekten öteye geçemiyor yıllardır. Dün böyleydi, bugün durum farklı değil! Mehmet Demirkol'un haklı olduğu bir nokta da bunun sorumlusunun o kentin ileri gelenleri… (yoksa ileri gelemeyenleri mi demek lazım(!)

Kentin gelişimi için değil de hep göstermelik işler yapılmış. Bursaspor'un düştüğü durum bunun en somut örneği!

***

Önümüzdeki aylarda, İngiltere Kraliçesi (bilmem kaçıncı) Elizabet Türkiye ziyaretinde Bursa'ya da gelecek(miş)

BTSO (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası) ki, Türkiye'ni en güçlü ticari sivil toplum örgütlerinden biridir!

BŞ Belediyesi ile birlikte tarihi Kapalı Çarşı'nın restorasyonunu üstlenmiş!

Neden biliyor musunuz?

Kraliçe hazretleri kapalı çarşıyı gezecekmiş, geldiğinde güzel bir şeyler görsün diye!

Dumura uğramamak elde değil!

Kendi halkı için değil de başkalarına şirin görünmek uğruna çaba gösteren sistemler, sistemsizlik denizinde boğulmaya mahkûmdurlar!

Tıpkı, halkı adına değil de AB istediği için yasalar çıkaran ve bunları bile uygulamayı beceremeyen siyasetçiler gibi!


Kaynak: http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=10809

Hiç yorum yok: