Perşembe, Mayıs 29, 2008

CİNCON İLE KARI SANARYA


Önce şunu vurgulamak istiyorum, bu satırların yazarı bir Bursasporludur, 3 büyük diye adlandırılan takımların Avrupa'daki başarıları dışında hiçbir sonucu umursamamaktadır! Lakin yiğidi öldürüp, hakkını vermek gerektiğine de yürekten inanır!

Fenerbahçelilerin hazımsızlığını, fanatik Galatasaraylı bir arkadaşım anımsattı geçen akşam. Büyük güçlüklerle elde edilen şampiyonluğu "inanılmaz" diye nitelerken, ezeli rakiplerinin kendilerine saldırma ve karalama kampanyasına hız vereceklerini ekledi hemen ve Fenerlilerin alaylı "CinCon" tanımlamasını da "Karı Sanaryalar" olarak karşılık verdi.

"Hep onlar bizimle kafa yapacak değil ya, onlar bize CinCon diyorsa biz de onlara Sarı Kanarya'nın başlarındaki harfleri, değiştirip, "Karı Sanarya" diyoruz!

***

Biraz rencide edici bir durum ama bu olayın hazımsızlıktan kaynaklandığını da vurgulamakta yarar var!

Bu hazımsız durumun ortaya çıkışını da arkadaşım şu şekilde özetliyor:

"Her şey Fatih Terim döneminde üst üste elde edilen şampiyonluklar ve üstüne UEFA + Süper Kupa Şampiyonluğu ile başladı. O dönem Fenerbahçeliler bu başarıların altında çok ezildi. Unutmuş olabilirler ama Avrupa'da G.Saray'ın oynadığı her maçta rakip takımı destekleyen pankartlar açan, (Leeds United maçı bunun en çarpıcı örneğidir) UEFA finalinde Arsenal'in kazanması için dua eden onlardı! Şimdi Avrupa'da başarılı olduklarını sandıkları bir sezon, Galatasaray'ın gelip şampiyonluğu ellerinden almalarını da bu nedenle hazmedemiyorlar! Yakışıksız sataşmalar başlayacak, köprüden bayrak indirmeler, sarı kırmızı renklere saldırmalar artacak!"

Arkadaşımın dedikleri çıkmaya başladı gerçekten. İlk saldırı Bağdat Caddesi'nde sarı kırmızılı taraftarlara yapılanlarla ve Konya'da G.Saray Store'ye küfürlü mesajlar yazılmasıyla hız kazandı!

Bunun sorumlusu Fatih Terim'li dönemde elde edilen başarılar (!)olabilir mi bilemem ama medya mensuplarını önemli bir yere koymakta yarar var! Özellikle kalemleri sarı lacivert yazan ciddi bir kesim yazar, bir türlü bükemedikleri eli öpmeyi öğrenemediler! (Gerçi Galatasaraylı yazarlar da benzer durumda farklı davranmıyor, amma ve lakin Fenerlilerin hâli daha travmatik!)

Kayınpederinden torpilli müzisyen spor yazarı, pardon Fenerbahçe yazarı Ercan Saatçi'nin kaybettikleri Galatasaray maçından sonra kaleme aldığı yorumundaki benzetmeler bunun en somut örneği.

NTV'de yayın yapan 90 dakikanın son dönem yorumcusu M.Y Yılmaz (pazartesi akşamı) Spor Müdür ve programın sunucusu Fuat Akdağ'a bir rapor sundu. Rapor sezon içerisinde Fenerbahçe'ye yapılan hakem hataları ve (ona göre) G.Saray lehine olan hakem kararlarıyla ilgiliydi. Bu rapor bir başka gazetede ve bir başka gazeteci tarafından hazırlanmış. Sanki durum değişecek, sanki bu güne kadar Fenerbahçe lehine hakemler hiç karar vermemiş gibi. Gazeteci değil de birer Fenerbahçe yöneticisi gibi çalışmaları çok garip!

(Bu arada Hıncal Uluç'un son dönem yaptıklarını da bu kategoride değerlendirmek olası)

Oysa yapılacak tek bir şey var; alkışlamak!

Bu sene G.Saray şampiyon oldu, önceki sene Fener olmuştu. Seneye Fener olacak veya Beşiktaş, kim bilir belki de Trabzonspor olur tekrar!

(Gönül ister ki bir tane de Anadolu'dan çıksın, ama… :-)

Yapılacak şey, evet alkışlamak, hazmedip saygı duymak. Önce kulüp yöneticileri, sonra kalemi her ne renk yazarsa yazsın gazeteciler buna ön ayak olmalı…

Ufak tefek şakalaşmalar, birbirlerini kızdırmalar hoş görülebilir ve hatta bu işin renkli yanıdır da; fakat hakaret, küfür ve şiddet yakışmıyor!

Barselona –Real Madrid maçında gördüklerimiz bizde de yaşandığında sanırım çağdaşlık yolunda bir basamak daha yukarı çıkmış olacağız!

Not: 6-0'lık yenilgiye rağmen Fenerbahçe golünü alkışlayarak birkaç basamak yukarı çıkan Özhan Canaydın'ın bu davranışına karşılık veremeyen tarafın Fenerbahçelilerin olduğunu anımsatmayı da, konuya tarafsız bakan biri olarak kendime görev sayıyorum!


Kaynak: http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=10838

Hiç yorum yok: