Aha buraya yazıyorum; seçimlere 4 gün kala diyorum ki, “Suriye’den
ülkemize gelen mülteciler Recep Tayyip Erdoğan’ın sandıkta belası olacak!”
Kaç Suriyeli TC vatandaşı yapıldı, gerçek rakam nedir
bilmiyorum; ama gözlemlediğim bir gerçek var ki, sokaktaki Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşların tepkisi, oy kullanma ihtimali olan Suriyeli taze vatandaşların
katkısını yüz binlere katlar!
Pazar günü sandığa gidecek her seçmen, etraflarında
mantar gibi biten, uyum sağlamak yerine ortamlarını kendilerine benzeten, hiç de
savaştan kaçmış, mazlum gibi görünmeyen Suriyelileri ülkenin her tarafına
yayılmasına kimlerin sebep olduğunu sorgulayarak tercihini yapacak!
Ben bir göçmen çocuğuyum, 2003-2005 yılları arasında kaldığım
İsveç'te 10 ay bir mülteci gibi yaşayıp İsveç'e gelen yabancıların yaşamlarını gözlemledim ve önce
“Gölge Adamlar” adında bir belgesel çektim, belgeselde anlatamadıklarımı da
2007'de basılan “Avrupa’da Mülteci Olmak/ Karanlıkta ki Gölge” adlı kitapta
topladım. Mülteci olmanın, yabancı bir ülkeye gelip kendini kabul ettirmenin
ne demek olduğunu bilirim. Bunu, Eski Yugoslavya’dan 13 yaşında Türkiye’ye göç
eden babam da bilir, annem de… Yaşadıkları zorlukları, topluma kendilerini
kabul ettirmekteki ıstıraplarını dinleyerek büyüdüm ve onlar kadar olmasa da o
ruh halini İsveç’te ben de tattım. Mülteciler yeni gittikleri ülkede birer
gölge gibidirler. Yerel halk onları görmek istemez, milli servetlerini, yaşam tarzlarını paylaşmaktan
kaçınır, varlıklarını kabullenmezler. Bu her toplumda her dönem (hoş olamasa da) olağan kabul edilebilecek
davranışlardır. Ancak şunu diyebilirim ki dünyanın hiçbir yerinde bu kadar
kalabalık göçmene, Türkiye'de olduğu gibi kontrolsüz ve başı boş halde ülkenin
dört bir yanına yayılmalarına izin verilmez. Vermezler...
16 yıldır ülkeyi yöneten Ak Parti ve lideri Recep Tayyip
Erdoğan’ın en büyük ve stratejik hatası Suriyeli Müslüman din kardeşlerimizin
kontrolsüzce ülkenin her tarafına yayılmalarına göz yummak oldu.
Savaşın sillesini gerçek anlamda yemiş, büyük acı ve
travmalar yaşamış, zor durumda olan, yardıma muhtaç insanlar da var, birikimlerini
Türkiye’ye getirip kısa sürede ticarete atılmış, iktidarın kendilerine sağladığı
nimetlerden fazlasıyla yararlanan ve hatta Ak Parti’den Milletvekili olabilecek
seviyeye gelebilmiş olanlar da…
Ve ortaya çıkan tabloya baktığımızda Suriyeli mültecilerin
çoğunluğu hiç de toplumumuzda gölge gibi durmuyorlar, aksine sanki 40 yıldır
buradaymış gibi rahat ve keyifleri yerinde görünüyorlar.
Evet Türkiye göçmenlerden oluşan bir toplum. Fakat bu
ülkeyi vatan belleyen hiçbir göçmene Suriyelilere olduğu kadar rahatlık ve imkân
sağlanmadı. Arnavutlar, Boşnaklar, Çerkesler, Gürcüler, yakın tarihte
Bulgaristan'dan gelen soydaşlar, ne dilendi, ne de umarsızca toplumu rahatsız
ettiler!
Bu ülke Peşmergeleri de, Afgan mültecileri de gördü, ama
hiç biri savaştan kaçtıkları söylenen Suriyeliler kadar arsızlaşıp sığındıkları
toplumdan böylesine ayrışıp nefretle bakılmadı...
Halk işte bunu görüyor, bu durum toplum içinde ki
ayrışmayı ve öfkeyi daha da kızıştırmış vaziyette.
Sadece iktidar karşıtlarında değil, Ak Parti seçmenleri
arasında da Suriyelilerin varlığı ile ortaya çıkan olumsuz görüntü kafaları
karıştırmışa benziyor.
Vatandaşın aklına takılan ve yanıt bulamadığı en önemli
soru ise Suriyelilerin akıbetinin ne olacağı yönünde.
“Bu insanlar artık hep burada mı? Yoksa ülkelerinde ki
savaş bitince bir gün gidecekler mi?”
Hele son bayramda birçok Suriyeli’nin ziyaret için ülkelerine
gidebildikleri iyice ayyuka çıkınca ve iktidar partisinden hiç kimsenin
kafalarda ki soru işaretlerine makul ve mantıklı yanıt vermeyince vatandaş için geriye tek bir seçenek kalıyor; dibe vurmuş
bir ekonomi yetmiyormuş gibi bir de kamburlaşan Suriyeli sorununa çözüm üretme
ihtimali olan diğer parti ve adaylara sandıkta oy vermek!
Ve bu tercih hem Ak Parti’yi, hem de lideri Erdoğan’ı
zorda bırakacak gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder