Capital ve
Ekonomist dergilerinin her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve Beyaz Cennet
Uludağ’ı “Davos” yapma iddiasıyla, bugüne kadar Ortadoğu, Afrika, Asya, Balkanlar
ve Avrupa ve hatta Amerika’dan bile konukların katıldığı 7. Uludağ Ekonomi Zirvesi
tamamlandı.
Yazımın
başlığında dediğim gibi, “zirvenin adı var ama tadı” yok…
Bu sadece
benim gözlemim değil, katılımcılarla ayaküstü yaptığımız söyleşilerde ortak
değerlendirme bu yöndeydi.
Neye yorarsanız
yorun, nasıl açıklarsanız açıklayın, ortadaki gerçek, ülke genelinde yaşanan
ekonomik istikrarsızlığın zirveye de doğrudan etki ettiği ortada…
7 yıl
boyunca birçok konukla, ekonomiye can ve yön verecek birçok farklı konunun tartışıldığı
Ekonomi Zirvesi kuşkusuz çok önemli bir organizasyon.
Karsız ve
heyecansız geçen güdük sezonunda Uludağ’a hareket getirmesi beklenen Ekonomi Zirvesi
2018’in Bursa’ya ne kattığını bilemiyorum ama Türk ekonomisine getirileri neler
oluyor, ben asıl bunu merak ediyorum. Her zirve sonrası eminim ki bir sonuç
bildirgesi ya da değerlendirme raporu hazırlanıyordur.
Böylesi bir
organizasyon “yaptık oldu” mantığıyla geçiştirilecek bir iş değil!
Çünkü “Zirve”nin
etkisinin sadece yerel ya da ulusal anlamda da değil, tıpkı ilk yola
çıkıldığında (veya kamuoyuna yansıtıldığı dönem) hedeflendiği gibi “Davos”
kıvamında olabilmesi, uluslararası alanda da ses getirebilmesi için neler
yapılabileceğinin düşünülmesi gerek.
Ekonomi
sadece sanayi, ticaret, holding ve şirketlerle dönmüyor. Ekonominin
damarlarından biri de spor ve sanat… Müzik ve elbet sinema…
Önceki
yıllarda spor (futbol) konusu da işlenmiş. Ama sanata ve sinemaya henüz bir
parantez açılmamış gibi görünüyor ki, önümüzde ABD örneği dururken, sinema
sanatının gücünü kullanarak yarattığı “Hollywood” markasıyla dünyanın en büyük
sinema sektörü haline gelmesi bunun en somut örneğini teşkil ediyor.
Ekonomiyi
sadece büyük fabrikalar, devasa ağır sanayi olarak da düşünmeme gerek. En küçük
birimi bakkaldan, manava, terziden, camcıya, marangoza kadar, ekonominin en
küçük dinamiklerini yani esnafları da bi dinlemek, bakış açılarını görmek lazım.
Çünkü üretimin ilk basamağı esnaflıkla başlar.
Holding
sahibi de olsanız, eğer esnaf gibi düşünemiyor, özetle “esnaf” olamıyorsanız,
ulusal anlamda katkınız sadece dar bir çerçevede kalıyor.
Uludağ Ekonomi
Zirvesi’nin çok önemli bir organizasyon olduğunu tekrar anımsatmama gerek yok. Amma
ve lakin bunun lokal bir panayır havasından sıyrılıp uluslararası seviyeye
taşınmasının gerektiğini dip not olarak anımsatmak isterim.
23-24 Mart tarihleri arasında yapılan Uludağ Ekonomi Zirvesi'ni 7 dakika 25 saniyeye sığdırdım, izlemek için tıklayın: https://youtu.be/yjuPuYgm06w
@SuatOktySnck
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder