Çok mu sert oldu?
Evet farkındayım, sert oldu ama sinirliyim, daha da sert
yazabilirim, o nedenle aklımdan geçen en yumuşak ve kibar tepkim bu ve bunu da
yazımın başlığına koyuyorum.
Neden?
Çok nedeni var ama, birkaç tanesini sırlamak istiyorum
izninizle…
1-Teleferik Bursa’nın simgelerinden biriydi, artık değil.
2-Değil, çünkü Bursalılardan çok yabancılara ve özellikle
Arap turistlere hizmet ediyor.
3-Pahalı. Yok hayır sadece pahalı değil çok pahalı. 35 TL
bir kişi, iki kişi 70, üç de çocuk ekleyin 20 TL’den 60 TL toplam 130 TL.
4- Teleferik (öncelikli olarak) Bursalılara hizmet etsin
diye kurulmuş bir tesis olması gerekirken Bursalıların bu hizmetten yararlanamadıklarını,
Bursa’da doğma büyüme olup da Beyaz Cennet Uludağ’a (artık kimin cennetiyse)
hiç çıkmayan ve teleferiğe hiç binmeyenlerin sayısının bir hayli kabarık
olduğunu bilenlerdenim.
5-Eskiden Teleferik belediyenin işletmesiydi. Sağ olsun devrik
belediye başkanı Recep Altepe’nin Bursa’ya attığı kazıklardan biri olarak bu
işletme, onun döneminde özel bir şirkete verildi ve Teleferik Bursalıların olmaktan çıktı.
Neyse sadede geleyim.
Bugün, Uludağ’da geleneksel Ekonomi Zirvesi başlıyor. 3
Yıldır akredite olmama rağmen fırsat bulup gidemiyordum. Bu sefer gideyim, gidip de bir kaç röportaj yapayım dedim. Bu akşam, zirveye teleferikle çıkmak için hazırlandım, kameralarımı
tripot (3 ayak), dizüstü bilgisayar ve sırt çantamı yüklenip Teleferik’e saat 20’de
ki son sefere yetiştim. Elimde ki basın kartlarımı gösterip Ekonomi Zirvesi
için Teleferik’ten yararlanmak istediğimi söyledim ama sarı basın kartı dışında
hiç basın mensubuna böyle bir kolaylık sağlayamadıklarını ve Uludağ’a çıkmak
için 35 TL ödemem gerektiği söylendi. Ücret bir şey değil de acele ettiğim için
yanıma fazla para almadığımı belirtip, orada ki görevlilerden yardımcı olmalarını
talep ettim.
Yardım mı, o da ne?
Yardım ve kolaylık medeni toplumlarda olur, zorda kalmış insanların
işini çözmek sadece medeni olmayı değil, esnaf olmayı da gerektirir. Burası Türkiye’nin vicdanları çoraklaşmış şehri Bursa. Zorda
kalmaya gör, susuzluktan gebersen, gözünü para bürümüş vampirler sana bir damla
su bile vermez!
Ve tabii ki, Nuh dediler ama peygamber demedi görevliler.
Aman ha yanlış anlamayın; resmi bir devlet kurumu ya da
askeri disiplinin hakim olduğu bir bölge değil, özel bir şirketin işlettiği bir zamanlar Bursalılara ait olan bir işletmede inisiyatif alamaya korkan görevlilerden söz ediyorum.
Sadece baktım, acıdım. Ve kendime de elbet...
Sonra onların görevli değil de köle oldukları ayrımsadım.
Efendilerine (patronları ya da patrona yaranmaya çalışan şef veya müdüre) karşı
hesap veremeyeceklerini düşünüyorlardı haklı olarak. Zira kovulmak ve
ekmeğinden olmak bu devirde göze alınabilecek bir risk değil.
Bana yardımcı olsalardı ne olurdu peki?
Keyfine ya da gezmeye çıkmış biri değil, işini halletmeye, Ekonomi Zirvesi’ne yetişmeye çalışan bir gazeteciye yardımcı olup ücretsiz Teleferik Hizmetinden yararlandırdıkları için kovulurlar mıydı?
Keyfine ya da gezmeye çıkmış biri değil, işini halletmeye, Ekonomi Zirvesi’ne yetişmeye çalışan bir gazeteciye yardımcı olup ücretsiz Teleferik Hizmetinden yararlandırdıkları için kovulurlar mıydı?
Abooovvv büyük suç, cehennemlik bir günah(!)
Bursalı gazeteci olup da kendi şehrinde rezil duruma
düşmenin öfke ve siniriyle, aptal yerine konmanın dayanılmaz acısını yüreğime
gömüp omzumda tripot, sırtımda kameralarla yüklenilmiş çantamı aldım ve oradan
uzaklaştım. Cuma sabah ilk işim, 35 TL’yi suratlarına vurup “Alın
Teleferiğinizi sokun… cebinize” diyecem ve Ekonomi Zirvesi’ne katılacam.
Artık Bursa’ya ait olmayan Türkiye'nin en pahalı teleferiğin içine tükürmeyen namerttir!
@SuatOktySnck
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder