Pazartesi, Şubat 05, 2018

Alinur başkanla randevu...

İnSanat Derneği olarak, Bursa’nın atanan yeni Belediye başkanı Alinur Aktaş ile tanışma ve faaliyetlerimiz hakkında bilgi verme, bir sivil toplum örgütü olarak nasıl katkı yapacağımızı konuşmak üzere randevu talebinde bulunmuştuk.
Randevu için telefonla başvurduğumuz BŞ Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü’nde ki görevli 700 kusur derneğin başkanla görüşmek için sırada beklediğini, bize sıra gelip gelmeyeceği konusunda bir şey diyemeyeceğini ama yine de talebimizi alarak telefonu kapattı.
Bu görüşmeden yaklaşık 20-25 gün sonra geçen salı günü telefonum çaldı ve BŞ Belediyesi’nden arayan bir bayan, perşembe akşam saat 19:00’da başkanın bizimle görüşeceği müjdesini verdi(!)
Müjde diyorum çünkü benzer görüşme isteğimizi sayısız defa devrik(!) belediye başkanı Sn Recep Altepe’ye de yapmış ama icraatları boyunca, cami yaşatma derneklerini dahi kabul etmesine rağmen bizimle görüşme, ya da bizi dinleme zahmetine girmemişti.
O nedenle Sn Alinur Aktaş’ın bizimle görüşecek olmasının anlamı bizim için büyüktü.
Neyse, İnSanat yönetim kurulu olarak eski meyve-sebze halinin orada yeni inşa edilen BŞ Belediyesi’nin muhteşem(!) hizmet binasının bulunduğu yere gittiğimizde bizi hoş bir sürpriz karşıladı.
Çünkü davet bize özel değil, bizimle birlikte yaklaşık 15 başka dernek de bu toplu görüşmeye çağrılmıştı.
Spor kulüpleri, cami yardım ve yaşatma, kılıç-kalkan, kentsel dönüşüm, hemşeri yaşatma ve yardımlaşma ve Atatürkçü düşünce derneklerinin yanı sıra sanatla iştigal eden Bursa’nın en üretken sivil toplum kuruluşlarından İnSanat da BŞ Belediyesi Meclis salonunda ki yerini aldı.
Başkan Aktaş, sağında solunda dizilen müdür ve genel sekreterleriyle birlikte koltuğuna kuruldu ve önce kendini, sonra da misyonunu anlatarak, tam da karşı sağ çaprazda oturan bana ilk sözü verdi.
Aslında en son konuşmak istediğimi ifade etmeme rağmen uzatılan mikrofonu almadan da edemedim. Derneğimizin faaliyetlerinden, çektiğimiz filmlerden söz ederek başladım konuşmaya ve Altepe’nin harcadığı İpek Yolu Film Festivali’nden, Kent Meydanı’nın 10 yılda pançık punçuk hale gelen ve ortadoğu şehirlerini aratmayan korkunç zeminine, evlerimizde akan kireçli çeşme sularına, bu yüzdem artan damacana su satışlarına ve hava kirliliğine kadar, Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’nın her tarafının tarihi değerlere sahip olduğunu, evliyaların ve Osmanlı padişahların ayak izlerinin bulunduğunu ama Bursalıların ne kadar önemli bir kentte yaşadıklarının farkında olmadığına kadar bir çok konuya dikkat çektim. Bizimle birlikte İznik’ten gelen Atatürkçü Düşünce Derneği ve 1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm Derneği dışında ki diğer dernekler bir şeyler istemeye gelmişlerdi.
Bir tek biz, “Bursa’ya ne katabiliriz, Bursa’ya ne ve nasıl faydamız olabilir?” dedik Sn Aktaş’a. Sağ olsun o da tek tek not aldı ve sorulara, anlatılan sorunlara yanıt vermeye, davetli öteki dernek yöneticilerinin istekleri karşısında da BŞ Belediyesi’nin içinde bulunduğu durumu samimi bir üslupla  anlatmaya, özetlemeye çalıştı.
Evet işte anahtar kelime buydu başkanla buluşmada: Samimiyet…
Konuşurken ya da dinlerken karşısındaki insanın gözünün içine bakan ve önemsediğini belli eden doğal ve olması gereken insani bir davranıştır bu.
Recep Altepe’nin yapmadığı ya da yapamadığı, bu nedenle halkla bağlantı kuramamasına neden olan önemli bir eksiklikti.
Sn Altepe ile her hangi bir yerde tesadüfen karşılaştığımızda (dediğim gibi asla bizi makamında kabul etmedi) biz bir şeyler anlatırken o hep başka yerlere bakıyor ve karşısındakini değersizleştiriyordu.
Sn Alinur Aktaş ise bu noktada benden geçer not aldı. Henüz yeni yeni tanımaya başladığı Bursa’ya değer katarsa, bir Bursalı olarak her türlü desteği vereceğimizi söyledik.
Yanlış yaparsa da, Altepe’yi eleştirdiğimiz gibi eleştireceğimizi de buradan anımsatmak isterim.
O koltuğa atanarak geldi. Yerel seçimlere de bir buçuk yıl daha var. O tarihe kadar Bursa’da yapacakları ya da yapamayacakları kaderini belirleyecek.
Bursalılar Altepe’yi sevdiği için değil, partisi için oy verdi. İlk adaylığında ne yazık ki ben de oy verme gafletinde bulunanlardanım. Çünkü bu satırların yazarı yerel yönetimlerde partiye değil adaya bakar. İnandığım ve güvendiğim adayın hangi partiden olduğu beni ilgilendirmez. Takım tutar gibi parti tutanlardan değilim.
Sn Alinur Aktaş’ın da partisine değil, samimi olup olmadığına bakıyorum ve diyorum ki, “Bu çizgisini bozmaz, dediklerini yaparsa Bursa onu bırakmaz…”
Tabi Bursalıların kararından çok partisinin, yani Sn Cumhurbaşkanı’nın hakkında vereceği hüküm ne yazık ki halkın kararından daha önemli ve etkili.
O nedenle Aktaş’a yolu açık olsun diyor başarılar diliyorum!





Hiç yorum yok: