Aklınıza yanlış bir şey gelmesin. Aslında sormak istediğim müstehcen bir şey değil. Boyut derken niceliğin, işlev derken de niteliğin öneminin altını çizmek istedim.
Her musibeti, her türlü olumsuzluğu Yahudilere bağlama ve Yahudilerin dünyayı ve dolayısıyla Amerika'yı yönettiğini sanan bazı ezik tipler vardır mutlaka etrafımızda. Onlara yanıt olacak bir bilgi paylaşıyorum, meraklısı varsa buyursun okusun.
Her musibeti, her türlü olumsuzluğu Yahudilere bağlama ve Yahudilerin dünyayı ve dolayısıyla Amerika'yı yönettiğini sanan bazı ezik tipler vardır mutlaka etrafımızda. Onlara yanıt olacak bir bilgi paylaşıyorum, meraklısı varsa buyursun okusun.
Bir yanda 180,6 milyonluk Türk dünyası (Turancı bir web sitesinde ise
303.3 milyon olduğumuzu iddia etmiş mesela) diğer yanda ise 16,5 milyon Yahudi
dünyası var!
Türkler
şöyle esaslı bi yellense, ortalığı tozunu atacak ne Yahudi bırakacak etrafta ne
de dış düşman(!) Peki neden olmuyor, gelin ona bi göz atalım: ABD'nin nüfusu (2016 sayımına göre) 324.3 milyon. Bu 324 milyon içinde Yahudi nüfusu 7 milyon civarında. Yani
Amerikan vatandaşlarının sadece %2'si Yahudi. Yazıyla: Yüzde iki...
Şimdi
gelelim bu yüzde 2'lik Yahudi toplumunun süper güç ABD içindeki rolüne ve
konumuna.
ABD'deki
ileri gelen düşünürlerin ve entellektüellerin %45'i Yahudidir. ABD'deki
büyük üniversitelerdeki profesörlerin %30'u, ABD devlet kademelerinde bulunan
üst düzey bürokratların %21'i, New York ve Washington gibi büyük şehirlerde bulunan
hukuk firmalarının %40'ı, Amerikan medyasında çalışan editör, gazeteci, yazı
işleri müdürlerinin %26'sı, Amerikan sinema ve film sanayinde yönetmen, metin
yazarı, prodüktör olarak çalışanların %56'sı… Ve
en zengin 400 Amerikalı milyarderin %23'ü, yani 92 kişisi Yahudidir. (*)
Bir
toplum, ancak okuyarak, bilim üzerine çalışarak, birbirlerine saygı ve sevgi
ile sıkı sıkıya bağlı olarak böyle bir konuma gelebilir.
Bir
din düşünün ki, ilk emri "OKU" olsun. O dinin peygamberi de çıkıp,
"İlim Çin'de de olsa arayın" desin. Ve bir devlet adamı düşünün ki;
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir..." diyerek milletine yol
göstersin. Amma ve lakin buna rağmen halk, kendilerinin cahil bırakılmalarına ses
çıkarmasın, tepki vermesin.
O
zaman şunu soralım: kim gerçek Müslüman? Ya da gerçek Müslümanlık nedir? İnsan
olamadıktan, cehaleti yenemedikten sonra Müslüman olsan ne olur, olmasan ne!
Cehalet üzerine bir din ve ahlak kurgulamaya çalışanlar mı, yoksa bilim ile
dünyaya yön verenler mi başarılı oluyor?
Ne
demiş Mustafa Kemal Atatürk? "Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır,
çalışkan olmak. Servet ve onun tabii neticesi olan refah ve saadet yalnız ve
ancak çalışkanların hakkıdır"
Peki
biz çalışkan mıyız? Yani biz derken Müslümanları kast ediyorum.
Bu
arada çalışmak ile çalışkan olmak aynı şeyler değil.“Çalışkan”
demek, üreten, icat eden, dünyaya/insanlığa faydalı ürünler, teknolojiler
yaratan, geliştiren anlamında kullanılmalı.
Yoksa
özellikle biz Türkler çok çalışıyor ve çalıştırılıyoruz ki, tarihte insanlığa
tek bir faydamız dokumuş o da yoğurt, ayran ve nihayetinde cacık yapmak.
Evet
evet, biz Türkler çok çalışıp asırlar içerisinde bunu başarmışız. Ha, bir de
atalarımız şahane ata biner ve acayip ok atarmış. Taaa ki, gavurun biri barut
ve silahı icat edip mertliği bozana dek(!)
Yıllar
önce ünlü bir siyasetçimiz Süleyman Demirel, Sovyetler dağıldıktan sonra,
ortaya çıkan Türki cumhuriyetlerini kastederek, “100 milyon olunca Dünyayı
titrecez!” demişti. Bir diğer siyasetçimiz Bülent Ecevit ise siyasi hasmının,
bu açıklamasına karşısında şu gerçekçi saptamayı yapmıştı: “Nicelik değil,
nitelik önemlidir!”
Yıllar önce TVlerde yayınlanan bir araba lastiği reklamın sloganı şöyleydi: Kontrolsüz güç, güç değildir.
Sonuç: Bir yanda 16 buçuk milyon boyutunda Yahudi toplumu, diğer yanda 180 buçuk milyon boyutunda Türk toplumu.
Yıllar önce TVlerde yayınlanan bir araba lastiği reklamın sloganı şöyleydi: Kontrolsüz güç, güç değildir.
Sonuç: Bir yanda 16 buçuk milyon boyutunda Yahudi toplumu, diğer yanda 180 buçuk milyon boyutunda Türk toplumu.
Karar
verin, boyutu mu, işlevi mi değerlidir?
NOT: (*) İstatistiki veriler ABD'li siyaset bilimci Seymour Martin Lipset'in "Liberalism, Conservatism, and Americanism", Ethics & International Affairs vol 4 (1990) başlıklı araştırmasının 5. bölümünden alınmıştır. 27 yılda ABD'deki Yahudi lobisi ne kadar artmıştır varın siz hesaplayın!
NOT: (*) İstatistiki veriler ABD'li siyaset bilimci Seymour Martin Lipset'in "Liberalism, Conservatism, and Americanism", Ethics & International Affairs vol 4 (1990) başlıklı araştırmasının 5. bölümünden alınmıştır. 27 yılda ABD'deki Yahudi lobisi ne kadar artmıştır varın siz hesaplayın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder