2010’larda amatör bir grubun yaptığı bir rap şarkının
sözlerinde geçiyordu bu sözler: “Altı evliya üstü eşkıya gerisi dört duvar
önümde yok riya girişi var çıkışı yok burası Bursa”
Biraz abartılı bir tanımlama olsa da aslında bir isyanın
ve haklı bir tepkinin dışa vurumdur bu benzetme!
Ve daha çok tribünden çıkan gençlerin sloganıydı.
Bursaspor 3 haftada toplam 16 gol yiyerek, tarihin en
rezil düşüş ve çöküşünü yaşarken taraflı tarafsız herkesi şaşkınlığa uğrattı ve
son Rize deplasmanında alınan 6-0’lık yenilgi bana “Bursa, altı evliya üstü eşkıya”
sloganını anımsattı.
Bursa neden bu hale düştü, kim bu hale düşürdü diye,
şimdi herkes kelle avcılığına başlamışken, kimse de aynaya bakmayı akıl
edemeyecek, kuşkunuz olmasın....
Evet Burası Bursa. Altında ne kadar evliya, üstünde ne
kadar eşkıya var bilemem ama şunu biliyorum: Bu kentte 2+2 4 etmez.
Çünkü Bursa’da herkes her şeyden anlar. Bursa’da herkes
teknik direktördür, santrfor, kaleci ve liberodur, süper yöneticidir,
başkandır, belediye başkanlığının kralını yapar her biri, kahvehane, kafe ve
arkadaş toplantılarında konuşur, slogan atar, bağırır, çağırır, lanet eder,
küfür eder ama iş icraata gelince, fosss…
Çünkü bu Bursa, şöyle ya da böyle kente şampiyonluk
yaşatmış Ertuğrul Sağlam’ın arkasına teneke bağlayıp kentten kaçırmıştır. Çünkü
bu taraftar kendi evladı kaleci Harun’u yumruklamıştır…
Nankörlüğün kitabını yazsalar Bursalının yaptıkları
sayfalara sığmaz.
Abartıyor muyum?
Evet, abartıyorum; ama az bile yapıyorum.
Bir Bursalı, Bursasporlu olarak yazıyorum bunları. Bu
kenti benden daha iyi tanıyan çözümleyen biri daha çıkmaz.
Tarihi ve kültürü ve potansiyeliyle Bizans’a kafa tutmuş
bir coğrafya burası, Anadolu isyanının başkenti.
Bursaspor başkanı Ali Ay’a küfür ve hakaretler gırla bu
aralar. Aynı grup Recep Bölükbaşı’nı sevmiyordu. Ondan öncekileri de sevmemişti
bu taraftar.
“Ama şimdi rahmetli İbrahim Yazıcı’yı saygıyla yâd ediyorlar
ya…”
Eh yani o kadar olsun, atalarımız bu durum için “Kör ölür
badem gözlü olur” diye boşuna dememiş.
Bu taraftarın rahmetli Yazıcı’ya neler dediğini
unutmadık.
Velhasıl-ı kelam; Burası Bursa.
Burada tutunmak, başarılı olmak, Bursalı'yı memnun etmek
çok zordur.
Her şeyi dört dörtlük yapsanız bile "neden 5-4’lük değil" diye burun kıvırırlar.
Kahvehanede emeklisinden, kenar mahallesindeki esnafına,
kafedeki üniversiteli gencinden, devlet dairesindeki memuruna, gazetecisinden,
fabrikadaki, işçisine, memuruna kadar…
Havasından mıdır, suyundan mı, bilemem ama…
Burası Bursa, altında yatan ölüsüyle, üstteki dirisiyle
çelişkiler diyarı ve asla ama asla kalıbının şehir değildir.
Uludağ’ı, Ulucami’si, Yeşil’i, Çekirge’si, kestanesi,
kebabı, şeftalisi aldatmasın sizi, Türkiye’nin en kötü yönetilen şehirdir,
çünkü böyle yönetilmeye layıktır, belediyelerinden, valisine, futbol kulübünden
tiyatrosuna kadar, çoktan ligden düşmüş de farkında değil!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder