Perşembe, Haziran 09, 2016

Kemal beye acıyorum!

Kılıçdaroğlu bunu hak ediyor mu?
Evet, bence hak ediyor…
Neden?
Çünkü 7 seçim kaybettiği halde bu coğrafyada nasıl siyaset yapılacağını öğrenemedi gitti…
Kafasına yumurta atıldı, anlamadı…
Yuhalandı, anlamadı…
Son olarak boş mermi kovanı atıldı üstüne ama hala anlamadığını üzülerek görüyorum…
Öncesinden da ayakkabılı saldırıya uğramıştı oysa…
Ahmet Hakan’ın CNNTurk’te yayınlanan Tarafsız Bölge programına çıktı ve o kadar doğru, o kadar dürüst, o kadar gerçek konulara değindi ki, düşmanları tarafından söylediklerinin aleyhine delil olarak kullanacağını yine kestirmedi.
Ve nitekim söylediklerinin ekosu dinmeden, hemen ertesi gün bir numaralı hasmı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kameraları görür görmez, kürsüye çıkıp mikrofonu eline aldığı an (mikrofondan ve kameralardan hiç ayrı kaldığı yok ya) Kemal beyin söylediği gerçekleri takır takır başına kaktı.
Ana muhalefet liderinin yumuşak üslubuna karşı, (Mübarek Ramazan ayında olduğumuza aldırmadan) her zamanki gibi kin dolu, sert, öfkeli ve acımasız bir tonla saydırdı Erdoğan!
Sanki, daha geçen yıla kadar terör örgütü ile müzakere yürüten, İmralı kod adlı halk arasında bebek katli olarak bilinen PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ı muhatap alan, terör örgütü silahlanırken bunlara göz yuman kendisi ve partisi değilmiş gibi!
Tayyip Erdoğan’ın CHP genel başkanını hedef göstermesinin hemen akabinde de Kılıçdaroğlu katıldığı ilk cenaze etkinliğinde saldırıya uğramakta gecikmedi.
Birileri belli ki apartta bekliyormuş, belli ki maksat, Kemal Kılıçdaroğlu'nu halk nezdinde "suçlu" mertebesine indirgemek, itibar kaybına uğratmak, imajını zedelemek... 
Kimse, o polislerin neden şehit edildiğini, “Evlatlarımızı feda etmeye hazırız” diyen devrik başbakan Davutoğlu’nun sözlerinin bugün akan her damla kanın habercisi olduğunu düşünmeden, Kılıçdaroğlu’na, şamar oğlanı misali saldırmakta imtina etmedi birileri…
İşte bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu hemen, tez vakitte, zaman yitirmeden istifa etmeli.
Olmuyor Kemal bey, olamıyor; beceremiyorsunuz bu işi. Politikayı öğrenemediniz ve bu işi beceremediğiniz için istifa etmelisiniz!
Hiç kusura bakmayın; çok zavallı, çok çaresiz, çok basiretsizsiniz…
Size çok üzülüyorum, düştüğünüz, düşürüldüğünüz durum içler acısı ve hem kendinizi, hem de partinizi tü-ke-ti-yor-su-nuz!
Gelin, hem kendinize, hem seçmenlerinize, hem de ülkenize bir iyilik yapın. Bu ülkeyi biraz seviyorsanız, kendinize saygınız varsa, bırakın bu işi…
O sizi bırakmadan, siz gidin!
Çağdaş ülkelerdeki meslektaşlarınızın yaptığı gibi...
İstifa etmek korkaklık değil cesarettir.
Biraz yüreğiniz yetiyorsa, tek seçim kaybeden batılı meslektaşlarınızın yaptığını yapın, İSTİFA EDİN...
Çünkü siz bu halka beş numara büyüksünüz!

Hiç yorum yok: