Yılın son gününde. 31 Aralık’ta, Fomara Meydanı’ndan inmiş Fevzi
Çakmak Caddesi istikametinden İnSanat Sinema Derneği’ne yürüyerek gidiyordum
ki, Süluki Cami’nin karşısına çömelmiş kağıt mendil satan yeşil beyaz şapkalı bir
adamdan, bir çiftin mendil satın aldığını göz ucuyla fark ettim. Önce
önemsemedim. 40-50 metre ilerlemiştim ki birden durdum. O göz ucuyla baktığım
ama içime işleyen bir detayı da yakaladığımı ayrımsadım. Kağıt mendil satan
adam, müşterisine, uyduruk bir kartona dizdiği kağıt mendilleri kibar bir
hareketle servis eder gibi kaldırmış, satışını yapmıştı. Ayrıca, müşteri parayı
uzatırken de yeşil beyaz şapkalı adamın gözlerinin içi parlıyor, mutluluktan
gülümsüyordu. Dünya yeni yıla girmenin heyecanını yaşarken, insanlar tatlı
hayaller, yeni umutlar taşırken, kağıt mendil satan adamın tek derdi vardı, o
da mendil satarak ekmek parasını çıkarmaktı. Oysa o istikametten geçerken o
adamı sürekli görmüş, ama hiç dikkatle bakmamıştım. Durduğum yerden ani bir
hareketle döndüm ve hızla mendil satan adamın yanına doğru ilerledim, 5 TL
uzatım "mendil alabilir miyim?" dedim. Adam aynı kibarlık ve nezaketle, karton
kutuya dizdiği mendilleri servis eder gibi bana da uzattı, ben de iki tane
mendil aldım, masmavi gözlerine baktığımda, o samimi gülümsemeyi bu sefer daha
yakından yakaladım.
Buydu işte, tam da buydu… İnsanlık, nezaket, haysiyet, onur,
şeref ve küçük, abartısız, sade, minik bir hareketi minimal bir hayat…
Minimal miydi gerçekten yeşil beyaz şapkalı adamın hayatı?
Daha yakından tanımak istedim ve bir koşuda derneğe gidip
kamerayla mikronu aldım, kâğıt mendil satan adamın yanına gelip mikrofon
uzattım.
Adı İsmail Altın…
Aydınlı…
9 yıl önce eşi öldükten sonra, Aksaray’da yaşayan evli iki kızına yük
olmamak için Bursa’ya gelmiş. Yıllarca otobüslerde muavinlik yapmış, Bursa’yı
da o yıllardan biliyormuş. Kâğıt mendil satmak için o nedenle Bursa’yı tercih
etmiş. Bursa’da kimsesi olmadığı içim geceleri bir otelde konaklıyor, gündüzleri
de mendil satıyor..
O röportajın linkini altta koydum. İsterseniz youtube kanalımdan
izleyebilirsiniz…
İlk röportajımı izleyen gazeteci arkadaşım Bilal Kayaaltı, Altın
Kalpli İsmail abiyi köşesinde yazdı.
Yazıyı gören Bursa valiliği devreye girerek İsmail abiye bir
barınma evinde konaklayabileceği bir yer ayarlamış.
Daha sonra tekrar yanına gittim İsmail abinin. Zaten sürekli
görüyordum ve yine aynı yere açmış kartondan tezgahını, mendil satmaya devam
ediyordu. Bu sefer sakallarını kesmişti. Yine gülüyor, yine mutlu ve aynı
nezaketle, gözlerinin içi parlıyordu. Bir röportaj daha yaptım. Onun linki de altta…
Ben de mutluydum, bir insanın yüreğine dokunmuştum. Yaptığım
çok büyük bir şey değil elbet; ama aklıma şu takıldı: Her gün gelip geçtiğimiz
yollarda, üzerinde yürüdüğümüz kaldırımlarda, nice insanlarla yolumuz
kesişiyor, yan yana yürüyor, ya aynı otobüs durağında bekliyoruz yine yan yana, ya
da metroda sırt sırta seyahat ediyoruz. Her birimizin öyküsü başka. Her
birimizin hayalleri, umutları farklı…
Esas mesele; şöyle ya da böyle birilerinin hayatını
dokunabilmekte…
Eğer bir insanın gözlerini mutluluktan parlatabiliyorsanız, ne
mutlu size, ne mutlu bana…
@SuatOktySnck
KONUYLA İLGİLİ VİDEOLARI BU LİNKLERDEN İZLEYEBİLİRSİNİZ:
Bir insanın yüreğine dokunmak: https://youtu.be/r6Wg9jqdiDQ
Mendilci İsmail ağabey takdimimdir: https://youtu.be/lxtylx7qH-M
@SuatOktySnck
KONUYLA İLGİLİ VİDEOLARI BU LİNKLERDEN İZLEYEBİLİRSİNİZ:
Bir insanın yüreğine dokunmak: https://youtu.be/r6Wg9jqdiDQ
Mendilci İsmail ağabey takdimimdir: https://youtu.be/lxtylx7qH-M
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder