Geleneksel medya, klasik gazetecilik, televizyon ve radyo yayıncılığı
tek tek son nefesini vermeye başladı. Bunun ilk örneği Bursa’da yaşandı ve
Bursa medyasının amiral kuruluşu Olay, televizyon ve radyosunun sesini susturdu,
ve görüntüsünü kararttı…
Üzgünüm, zira bugünkü dünya görüşümün şekillendiği, bu
satırları az hatayla bu şekilde dile getirebiliyor ve düşündüklerimi anlaşılır
şekilde ifade edebiliyorsam Olay okulunda öğrendiklerime ve yaşadığım deneyimlerime
borçluyum.
1989’un sisli bir Kasım akşamı adım attığım Olay, benim için
gerçek bir okul olmuştu. Hem gazetesinde hem de televizyonunda (ki televizyonunun
kuruluşuna bizzat tanıklık etmişliğim vardır) hayatı haberleştirmeyi, haberciliği
özetle gazeteciliği öğrendim.
Bakın, “gazetecilik” diyorum… Bugün gazeteci diye etrafta
dolananların ne olduklarını hepimiz biliyoruz…
Benden sonra, uzun bir süre büyük oğlum Ferit de Olay TV’de haber
spikerliği yaptı. Anlayacağınız Olay’ın bizim için yeri ayrıydı…
Neyse, 1 Kasım itibariyle Olay Medya’da TV ve radyo kepenk
indirdi.
1 ay önce, 1 Ekim, “Cavit
Çağlar fırsatı kaçırdı!” başlıklı bir yazı yazmış, “keşke kapatacağına tv
ve radyoyu çalışanlarına bıraksaydı” demiştim.
Çünkü böyle bir eylem Cavit Çağlar’ın adını Türk medya
tarihine kazıtacak ve tüm dünyada da haber olacaktı.
Elbette bu yazdığım Çağlar’ın umurunda değildi. Niye olsun
ki, onun derdi zaten gerçek anlamda gazetecilik yapmak değildi. Gazete ve medya
siyasi kariyerinde önemli bir bariyer, gücünü perçinleyecek, hatta muhafaza
edecek bir araçtı sadece…
Evet vizyonuyla, doğru insanları etrafında toplamasıyla, birçok
insana gazetecilik yapma fırsatı tanıdı, ben ve oğlum dahil birçok insan ekmek
yedi, bu başka…
Fakat, amma ve lakin Cavit beyin siyasi kariyeri sona erip,
bir beklentisi de kalmayınca medyaya olan ilgisi ve cazibesi de tükenmiş oldu.
Artık olay TV ve Olay FM yok…
Dediğim gibi, keşke çalışanlarına bıraksaydı ama ne yazık
ki, Cavit Çağlar o algıdan çok uzakmış…
Gazetesi de ne kadar gider belli değil…
Geleneksel medya yavaş yavaş yok oluyor, yerini sosyal medya
tabanlı internet haberciliği, internet yayıncılığı aldı…
Sokak röportajları yaptığımız oğullarımla birlikte kurup yürüttüğümüz
Youtube kanalımız “Sen Ne Dersin” bile Olay TV’den daha çok izlenir olmuştu.
25 Ocak’ta açtığımız kanalımız şimdiye kadar 20,6 milyon
görüntülenme, 110,9 milyon dakika da izlenme aldı, hiç reklam yapmadan (an
itibariyle) 53 bin 495 aboneye ulaştı…
Bir yanda milyon dolarlara kurulmuş bir medya şirketi, diğer
yanda, bir kamera, bir bilgisayar ve dört kişi ile yürütülen bir Youtube kanalı…
Aynı şey internet portalları için de geçerli…
2 bin-3 bin liraya kurulan bir web sitesi çok düşük
maliyetle habercilik yapabiliyor, üstelik hızlı ve üstelik etkili…
Peki ya doğru habercilik?
Gerçeklik, inandırıcılık…
Kalite?
Geleneksel gazeteler ne kadar, inandırıcı ve doğru, ne kadar
kaliteliydi ki?
Eskiden belki ama bugün gazete ve televizyonların ne halde
olduğu ortada…
Değişime ayak uyduramayan, çağı yakalayamayan her oluşumun
sonu yok olmaktır.
Geleneksel medya öldü, el fatiha;
…yaşasın internet medyası!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder