Önceki gün kameramı elime aldım ve Bursa’nın kritik birkaç
noktasına gittim. Amacım Youtube kanalıma video hazırlamaktı.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın Bursa için önemini, salt Bursa
değil ülkemizi için ne kadar önemli olduğunu birkaç dakikada anlatmak istedim.
Birkaç ay önce, Bursa BŞ Belediyesi Başkanı Alinur Aktaş,
muhalefetin belediye meclisinde verdiği, resmi bayramlarda da ulaşım ücretsiz
olsun, önerisine, “Zafer Bayramı halkın genelini ilgilendirmez” şeklinde
karşılık vermişti, bir hayli tartışmalara neden olmuştu.
Gerçi daha sonra sözlerinin çarpıtıldığını söyleyip, gelen
eleştirilere itiraz etmişti ama, söz ağızdan çıkmıştı bir kere…
Ben de, hem Sn Aktaş’a, hem de kamuoyunun geneline, Bursa
için Zafer Bayramı’nın önemini bir kez daha anımsatmak amacıyla kollarımı
sıvadım.
26 Ağustos 1922’de büyük taarruz başladığı günlerde Bursa’da
durum neydi, “97 yıl önce ve 97 yıl sonra” Yunan işgali sırasında çekilmiş bulduğum
birkaç kare fotoğrafı, fotoğrafların çekildiği yerlere gidip, videomu
gerçekleştirdim.
İstikametim önce Bursa BŞ Belediyesi’nin tarihi binasıydı,
ama ondan önce Ulucami’nin önünden geçip, Bursa’nın tarihi anlamda ne kadar
önemli olduğunu göstermekti. Ulucami ve civarı ve Bursa’nın birçok noktasında
atalarımızın ayak izleri var. Padişahlar, evliyalar oralarda gezinmiş, oralarda
yaşamış.
Tarihi Belediye binasının önüne geldiğimde Yunan işgali
sırasında Bursa’ya konuşlanan Yunan ordusunun askerlerinin merdivenlere oturup
çektirdiği fotoğrafı anımsattım. 97 yıl önce Bursa’da Yunan askerleri vardı ve
kentte büyük acılar yaşatmıştı.
8 Temmuz 1920'de Bursa işgal edildikten sonra 10 Temmuz 1920'de meclis kürsüsü “puşide-i siyah”la kaplandı. Bu işgal tam 2 yıl 2 ay 2 gün sürdü ve o siyah örtü de sürekli kürsüde kaldı, sadece Bursa'nın değil, tüm Türkiye'nin üstüne çöken işgal karanlığını simgeliyordu.
8 Temmuz 1920'de Bursa işgal edildikten sonra 10 Temmuz 1920'de meclis kürsüsü “puşide-i siyah”la kaplandı. Bu işgal tam 2 yıl 2 ay 2 gün sürdü ve o siyah örtü de sürekli kürsüde kaldı, sadece Bursa'nın değil, tüm Türkiye'nin üstüne çöken işgal karanlığını simgeliyordu.
1920’de gerçekleşen Bursa’nın işgali neden önemliydi, çünkü
Bursa Osmanlı’nın ilk başkentiydi ve imparatorluğun kurucuları Osmangazi ve
ailesinin kabirleri Bursa’daydı.
Tabi 2 yıllık işgal sırasında Bursa’yı ele geçirmenin
keyfini de sürmüşler Yunanlılar. Bugünkü, Bursa Kalesi’nin önemli noktalarından
fetih kapısının bulunduğu yerin tam karşısına geçip Bursa’yı nasıl paylaşacaklarını
tartıştıkları bir fotoğraf geçti elime. Tam o noktaya gidip o fotoğrafla
birlikte ulu camiye baktım…
Yunan askerlerinin yaptıkları birçok taşkınlıktan biri de
Osmangazi Türbesi’nde yaşanmıştı.
Yunan Generali Venizelos’un oğlu Sofokles, Bursa’yı işgal
etmenin heyecanıyla, hızını alamamış ve koştura koştura Tophane’de bulunan
Osmangazi Türbesi’ne gelmiş.
“Kalk Koca Osman! Kurduğun devleti yıktık. Seni öldürmeye
geldim” diyerek sandukalarını tekmelemişti..
İşte, elimde o anın fotoğraflarıyla, Osmangazi’nin türbesine
geldim ben de. Sofokles’in poz verdiği yerde, atalarımıza yapılan o
saygısızlığını bir kez daha anımsatıp unutmamak için!
30 Ağustos Zafer Bayramı işte bu yüzden hepimizi
ilgilendiriyor.
Çünkü bu Bursa şehri işgal yıllarında büyük acılar, derin
trajediler yaşadı…
Tarihçi Sinan Meydan’ın kaynak göstererek paylaştığı ve 1925
tarihli “Bursa Vilayetinde Yunan Fecaiyi” adlı eserine göre Yunan işgali
sırasında Bursa merkezde 822 kişi şehit edildi. 383 kişi yaralandı. 5617 kişiye
işkence edildi. 128 kadının ırzına geçildi. 5617 kişi hapsedildi. 455 kişi esir
alındı, sürgün edildi. Bursa merkezde mezalime uğrayan Türklerin sayısı 7974
kişiyi buldu.
26 Ağustos’ta başlayan 30 Ağustos 1922'de Başkomutan Meydan
Muharebesi kazanıldıktan Bursa hemen kurtarılamadı. 3. Kolordu kuzeyden,
Kocaeli Grubu ise güney doğudan Bursa'ya doğru ilerleyişini sürdürdü. Yunan orduları ise Türk ordularının hızla
yaklaştığı haberini alınca, 10 Eylül 1922 akşamı Bursa'yı terk etti. 2 yıl 2 ay 2 günlük esaret sona ermiş oldu TBMM
kürsüsündeki o kara örtü “puşide-i siyah” kaldırıldı.
Bu arada, Yunan ordusu Bursa’dan giderken sadece yerel halka
değil, kendi inançlarının mabetlerine de zarar vermişti. Ki, bi tanesi de bugün
Balibeyhan’ın hemen yanında yer alan trafonun bulunduğu yerde 97 yıl önce
Balıkçı pazarı kilisesi bulunuyordu.
Yunan askerleri Bursa’dan kaçarken o kiliseyi de ateşe
vermişlerdi ne yazık.
Tabi Bursa'nın kurtuluşu ata yadigarı Osmanlı’nın ilk
başkentinin yeniden kazanılması nedeniyle Ankara'da kurbanlar kesildi, şükür
namazları kılındı.
İşte Bursa bu yüzden çok önemli, 30 Ağustos Zafer Bayramı
işte o nedenle sadece belirli bir kesimi değil, halkın genelini ilgilendiren
BÜYÜK bir bayram.
Bunu torunlarımıza, çocuklarımıza anlatmak hepimizin görevi…
Aynı başlıkla hazırladığım videoyu izlemek için tıklayın:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder