Takım taklavat…
Bir tarafta takım, diğer tarafta ev sahibi taklavat…
Düzenli, tertipli, planlı programlı ve işlevsel olana takım denir.
Dağınık, yığın ve toplama olana, takımın yanında bulunan ama
takımın sadece parçalarından ibaret olana da taklavat…
Ligin haklı lideri olan Başakşehir işte bu TAKIM tanımına
uyuyor. Ev sahibi TAKLAVAT tanımına cuk oturan Bursaspor. Sözüm ona zorlu deplasmandan
güle oynaya net bir galibiyet elde etti konuk takım.
Bu satırları, 58. Dakikada skor 2-0
olduktan sonra yazdım. Fakat ilk yarıda, Bursaspor dinamosu Batalla sakatlanıp Trabzon’dan
kovulup Bursa’ya postalanan Yusuf Erdoğan’a yerini bırakınca, “Eyvah Batalla
sakatlanıp çıktı, takım 1-0 geride, bu maçın sonu gelir mi, gelirse nasıl
gelir, ne olur, düşünmek istemiyorum!” dedim ve o sırada dakikalar 42’yi
gösteriyordu.
Çok da başka bir şey yazmaya gerek yok. Sezon başından bu
yana Bursaspor’da Le Guen’den masallar dinliyor bu kent. Ali Ay yönetiminin
yöneticilikten anlamadığı artık aşikâr oldu. Kupadan elenmiş, vasatı geçemeyen
bir takımdan, ah özür dilerim taklavattan bi cacık, değil cacık, ekşimiş ayran
bile olmayacağı anlaşıldı. Yazık transfer edilen onca posası çıkmış heyecansız,
amaçsız, ruhsuz yabancıya verilen milyonlarca dolara, yazık bu taraftara ki, bi
ihtimal, liderden belki bir puan çıkarır umuduyla Timsah Arena’yı doldurdular.
Bunca yabancı olmadan, sadece kendi yetiştirdiğin
oyuncularla da bu sonucu alamaz mıydık? Sadece yerli oyuncularla sezona
başlasaydık bu takımlara karşı kaç yerdik, üç gol, beş gol?
Ha bu arada, bu maçta ilk 11'de oynatmayacaksan Moussa Sow’u ne diye
aldın arkadaş, niye, niye, niye?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder