Salı, Ekim 03, 2017

Meltem Cumburlop…

Aynen böyle, Meltem Cumbul son yaptığı eylemle gündemin tam da göbeğine “cumborlop” diye atladı. Sanki memlekette tartışacak başka mesele yokmuş gibi…
Belki uzun aradan sonra böylesine gündem olmaktan pek bi memnundur ama herkesin kafasında yanıtlanmayan sorular var.
-Meltem Cumbul neden bu kadar abartılı tepki verdi?
-Neden daha alttan almadı?
-Semih Kaplanoğlu ile aralarında nasıl bir husumet vardı da elini sıkmadı, sıkmakla kalmayarak konuyu bambaşka bir mecraya taşıdı?
Kamuoyuna yönelik yaptığı açıklamalardan sonra açıkçası kimse tatmin olmadı.
Bu arada, konuyu bilmeyenler için hemen anımsatma yapayım; Adana Film Festivali’nin geçen hafta yapılan kapanış ve ödül töreninin sunuculuğunu üstlenen Meltem Cumbul, en iyi yönetmen ödülüne layık görülen Semih Kaplanoğlu’nun elini sıkıp tebrik etmediği ortaya çıktı.
Nasıl çıktı?
Semih Kaplanoğlu bu duruma sosyal medya hesabından tepki göstererek…
Kaplanoğlu olayı ciddiye almasa belki kimse bilmeyecek konu da bu denli dallanıp budaklanmayacaktı elbet. Ama Ödüllü yönetmenin haklı tepkisini de yok saymak haksızlık olur.
Çünkü sorun Meltem Cumbul ile başlıyor.
Bir insanı sevmeyebilirsiniz… Ondan hiç haz etmeyebilir, hatta ve hatta ondan nefret bile edebilir, size büyük bir kötülük bile yapmış olabilir.
O kişiyle yolda ya da bir arkadaş ortamında veya bir başka yerde karşılaştığınız zaman onu yok sayabilir, görmezden gelebilir, hiç sallamayabilirsiniz…
Fakat, ama ve amma ve lakin, sorumlu olduğunuz profesyonel bir görev esnasında böyle bir şey yapmaya hakkınız yok. Çünkü siz o iş için para almışsınızdır ve o paranın karşılığını en iyi şekilde vermekle yükümlüsünüzdür. Bunu layıkıyla ve hakkını vererek yapmaz, o işinizi kişisel bazı sebeplerle sabote ederseniz, hem işinize, hem de size o işi verenlere terbiyesizlik yapmış olursunuz.
İşte bu nedenle Meltem Cumbul, kendi kendini Meltem Cumburlop olma durumuna düşürmüştür!
Kamuoyu muhtemelen Meltem hanımı, Semih beyden daha iyi tanır. Semih Kaplanoğlu’nu da sinema dünyası, sabah kahvaltısı çağrışımlı üçlemesi Süt-Yumurta-Bal filminden ve Bal ile Berlin’de kazandığı Altın Ayı ödülünden tanır. Ben ise Semih Kapklanoğlu’nu ilk sinema filmi, (ki bence en iyi filmi odur) Herkes Kendi Evinde ile tanırım. Lakin, özellikle sette, film çekimi esnasında set çalışanlarına kötü davrandığı ve sert olmasının yanında ağzının çok bozuk olduğunu duymuştum.
Meltem Cumbul cumburlop hanımın tepkisini duyduğumda, “acaba buna yönelik bir tepki mi?” diye düşünmüştüm ancak durumun daha siyasi, daha sanatın dışında olduğuna dair duyumlar gelmeye başlayınca üzüldüm.
Ve sinemamızda, sanat anlayışımızda onca sorun varken, Meltem hanımın böyle bir çıkış yapmasının mana ve ehemmiyetinin, kendisini gündeme taşımasının dışında hiçbir katkısının olmadığını görüyorum.

Ve elbette bu vesile ile kamuoyunun konuyla alakası olmayan kesimi de Sinan Çetin’den sonra Semih Kaplanoğlu adlı bir film yönetmeninin de var olduğunu öğrenmiş oldu(!)

El sıkmama olayının yaşandığı o an: http://www.ntv.com.tr/video/sanat/meltem-cumbul-semih-kaplanoglunun-elini-sikmadi,56_9bLuWUEmI2MclehNiog

Hiç yorum yok: