Pazar, Ocak 29, 2017

Erdoğan’ın tribünleri etkileme yeteneği muhteşem!

Seversiniz ya da sevmezsiniz, tarzınıza uyar ya da uymaz, dünya görüşünüze ters ya da düzdür, bilemem ama bir gerçek var ki, Recep Tayyip Erdoğan toplumun büyük bölümünün yansımasıdır. Yaptığı birçok eylemi, aldığı kararların çoğunluğu, sözlerinin ve söylemlerinin halkta karşılığı olduğu su götürmez bir gerçek.
Ne derse desin, ne yaparsa yapsın, bu toplumun neredeyse yarısı sorup sorgulamadan, yadırgamadan benimseyip onaylıyor.
Sn Erdoğan da bundan cesaret aldı, hem de ziyadesiyle beslenmesini bildi.
Bu halkı, daha doğrusu seçmenini çok iyi tanıyor ve onlara nasıl hitap edeceğini, onları nasıl etkileyeceğini çok iyi beceriyor.
E haklı tabi, 15 yıldır onu omuzlarında taşıyan, önce başbakan, sonra da Cumhurbaşkanı yapan aynı kitleydi nihayet. Erdoğan onları tanımayacak da Kılıçdaroğlu mı tanıyacak(!)
Zaten tüm sonuçlar ortada…
Erdoğan kendi taraftarlarının tribünlerine oynamayı müthiş beceriyor!
Mesela geçenlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geleneksel Muhtarlar Toplantısı'nda bir kaymakamı fırçalamıştı.
Düşünsenize, bir yanda ülkenin en kudretli lideri, Cumhuriyet’in başı, ordunun başkumandanı, diğer yanda ise devletin atanmış bir memuru…
Cumhur’un başı, o memuru muhatap alıp kürsüden azarlayabiliyor.
Hani, karşı karşıya gelmiş olsalar ve Sn Erdoğan yanlışını öğrenip hemen o anda azarlasa, eyvallah, anlarım…
Lakin konuyla alakası olmayan bir noktada böyle bir münasebete ihtiyaç duyuyorsa Sn Erdoğan, burada maksat tribünlere, “Bakın ben konuya, olaylara, duruma ne kadar hakimim, ne kadar güçlüyüm. Başkan olunca daha iyisini yaparım ve sizin her meselenizle şak diye ilgilenirim” mesajı vermektir.
Oysa, o kaymakamın yanlışının hesabını soracak kişi Sn Erdoğan değil, kaymakamın bağlı bulunduğu ilin en yüksek amiri olan Validir.
Sn reisi cumhur, başbakanı arar, o içişleri bakanın, içişleri bakanı valiliyi uyarır, vali bey de işini savsakladığı iddia edilen o kaymakamın kulağını çeker.   
Kaymakam azarlamak Cumhurbaşkanının işi olmamalı.
Sn Erdoğan’ın tribünlere oynadığı son şovu ise Şehircilik Şûrası’nda yaşandı. Beştepe'de sekiz yıl aradan sonra gerçekleşen şûrada Erdoğan, “Müteaahitler acımasız bir biçimde yolsuzluk yapıyorlar. Kazanmak istiyorum derken ihanet ediyorsun geç o işleri” diye konuştu.
Duyduğumda kulaklarıma inanamadım, “ohaa” dedim kendi kendime, “Bunları Sn Erdoğan mı söylüyor, bi yanlışlık olmasın” diye defalarca dinledim ama gerçekten de Erdoğan’ın ağzından çıkmıştı bu sözler.
Sonuna kadar haklı, söylediği her sözün altına bu ülkede imza atmayacak hiçbir aklı selim insan yoktur!
İyi de, Sn Erdoğan’ın “Yolsuzluk yapıyorlar, ihanet ediyorlar” diye tüm Türkiye’ye rezil ettiği bu müteaahitler son 15 yılda palazlanmadı mı? Bursa’daki TOKİ ucubelerini, İstanbul’un siluetini bozan çirkin yapılaşmanın sorumluları Ak Parti döneminde türemedi mi? Bizler eleştirirken, o müteaahitler iktidar partisi ile omuz omza, yanak yanağa durdu daima…
Milletin AMK diyen Mehmet Cengiz de o müteaahitlerden biri değil mi?
Üstelik bir önceki Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “..varolan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan'ın onayıylayapıldı. Başbakan’ın istifa etmesi gerekir” diyerek dönemim başbakanını, yani Sn Erdoğan’ı suçlamamış mıydı?
Yani…

Yanisi şu: Sn Cumhurbaşkanı Şehircilik Şûrası’nda müteaahitleri suçlayıp, hedef göstererek, tribünlere, yani referandumda oy verecek seçmenlerine demek istiyor ki, “Valla billa benim hiç suçum. Bu çarpık şehirleşmenin, bu çirkin ve çürük binalarını suçlusu aha bu müteaahitledir. Yarın deprem olduğunda çoluk çocuk göçük altında kalırsanız gidin onlara beddua edin. Benden günah gitti(!)”
Tribünler bunu yer mi?
E vallla bugüne kadar yediler hamdolsun…

Referanduma kadar Sn Recep Tayyip Erdoğan’ın tribünlere şovu devam edecek gibi görünüyor. Bakalım, sıradaki fırçalama seansından kim nasibini alacak ve bakalım tribünler daha ne kadar bu şova alkış tutacak!  

Çarşamba, Ocak 25, 2017

Verelim başkanlığı da, bu iş huzur içinde çözülsün(!)

7 Haziran seçimlerinden önce o dönem başbakan olan Sn Recep Tayyip Erdoğan, “Verin 400 vekili, bu işi huzur içinde çözülsün!” demişti..
Millet, 400’ü vermek yerine AK Parti’yi yine birinci parti yapmış, lakin bu sonuç Erdoğan’ı hiç memnun etmemişti.
Bu bir tehdit miydi?
Evet, bir tehditti ve bunun tehdit olduğunu, ondan sonra yaşananlara baktığımızda anlayabiliyoruz.
PKK yeniden silaha sarılmış, bu yetmiyormuş gibi, çakal sürüsüne IŞİD de katılmış, biri dururken diğer, diğeri dururken öbürü saldırarak mazlum kanını vampir gibi emmeye başlamıştı!
7 hazirandan sonra binlerce insanımız ya PKK ya da IŞİD tarafından katledildi. Bir de TC vatandaşı olup da kandırılarak PKK ve IŞİD saflarında ölenleri de hesaba kattığımızda ortaya çıkan tablo daha da ürkütücü oluyor. Bizi birbirimize, yani kardeşi kardeşe düşman etmişler!
Ölenlerin hepsi bu coğrafyanın insanı, Kürt, Türk, Müslüman…
Yapılan her saldırı, akan her damla kan, Erdoğan’ı zayıflatacağı yerde daha da güçlü kıldı ve her şehit haberinden sonra, başkanlığa bir adın daha yaklaştı.
Tüm bunlara rağmen daha da güçlenen Recep Tayyip Erdoğan inatla başkan, tek adam, tek lider olmak istiyor ve olmazsa, olamazsa, her şeyi yapmaya göze aldığını da söylediği ve söylettiği her sözle, yazdırdığı her satırla, her davranışıyla bunu açık açık ifa ediyor.
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un son yaptığı açıklama 400 vekilli tehdidini anımsattı: "Referandumda evet oyundan sonra bu terör örgütlerinin hiçbir sesi çıkmayacak hale gelirler”
Bi dakka bi dakka; bu bir tehdit, alenen halkı korkutmak ve "evet" demezseniz, size daha beterini yaşatacağız, demenin Türkçesi değil mi?
O zaman din kardeşimiz Sn Kurtulmuş'a sormak lazım, “Her türlü güç ve yetkiye sahip Sn Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bugün ülkemizdeki bu garabeti düzeltemiyor da, başkan olunca Süpermenleşip, PKK ve IŞİD'i anında yok edip, doları şak diye aşağıya mı çekecek?" Peki o zaman şöyle soralım: Madem başkan olunca her şey çok güzel olacak, tüm sorunlar hallolacak, şimdi neden düzeltemiyor? Nedir eksik olan? O zaman bu IŞİD ve PKK Erdoğan başkan olsun, diye mi mazlum kanı döküyor? Başkan olunca kan ve gözyaşı nasıl duracak? Sn Erdoğan’ın bilmediğimiz sihirli bir gücü mü var? Bay Kurtulmuş bu halkı aptal yerine koymaktan vaz geçsin ve siyasete başladığında sadece tek bir yüzüğü olan, “bir gün Erdoğan’ın çok zengin olduğunu duyarsanız bilin ki çalmıştır” diyen Sn Erdoğan’ın 15 yılda yapamadıklarını başkan olunca nasıl başaracak, öğrenmeye hakkımız yok mu?
Madem “evet” dememizi istiyorlar, bunu nasıl başaracak, planı nedir Sn Cumhurbaşkanımızın, lütfen açıklasınlar!
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un bu açıklamasından sonra gündemi sarsan bir diğer olay ise spor camiasının ve özellikle Rıdvan Dilmen’in hazırladığı video oldu. Şeytan Rıdvan, şeytanın bile aklına gelmeyecek(!) bir kampanya başlatarak, referandumda halkı evet demeye ikna etmek adına, Arda Turan ve Burak Yılmaz’ı da bi kirli siyasi oyunun içine dahil etmiş.
Belli ki, anketlerden gelen sonuçlar Sn Erdoğan’ın istediği gibi değil. Başkanlık aşkına, ellerindeki her kozu kullanmaya, her oyunu oynayamaya hazırlar. Halkı ikna etmek için spor dünyasını bile kendi çıkarlarına alet etmeye çekinmediklerine göre başkanlık yolunda durum pek #Hayır’lı görünüyor(!)
Düne kadar küs oldukları Saadet Partisi ile gizli istişareler, dinci Kürt partisi Hüda-Par’ı yanlarına çekme çalışmaları, spor camiasının desteğine muhtaç kalmalarından sonra gözleri sanat dünyasına çevirdi.
Bakalım “evet” diye haykıracak ilk büyük sanatçı kim olacak?



Perşembe, Ocak 12, 2017

Erdoğan huzur ve refah getirecekse oyum EVET

Sosyal medya Twitter'de biri yazmış; "Eğer bu anayasa değişiklikleri memlekete çok lazımsa ve şahsa özel değilse 'ben aday olmayacağım' desin de görelim" diye...
Evet soru aslında şok basit: Bu başkanlık millet için hayırlı olacaksa, neden ısrarla Recep Tayyip Erdoğan başkan olmak istiyor?
Sn Cumhurbaşkanı geleneksel Muhtarlar Buluşması'nda, "Amaç,Türkiye’ye diz çöktürmek. Bunun için döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar" demiş.
İyi de kim onlar? Kim bu Türkiye düşmanları? ABD mi? O zaman, "Oğlu Burak niye yıllardır ABD'de yaşıyor?" diye sormayalım mı? Madem ABD hepimizin düşmanı, Obama'ya 15 Temmuz'dan sonra neden destek için teşekkür etti Sn Erdoğan? Kim bizim düşmanımız?
Madem dış güçler ve düşmanlarımız var, koskoca Dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan ülkede bu kadar güçlü olmasına rağmen neden bunlarla mücadele edemiyor? Her şey onun emrinde. Ordu, medya, siyasi güç, parlamento, ülkenin en güçlü siyasi partisi...
Ne isterse her şey onun kontrolünde. İstediği her kararı, yasayı uygulatabiliyor, mevcut yasaları umursamayacak, çiğneyebilecek kadar güçlü olmasına karşın neden baş edemiyor? Madem baş edemiyor, neden bırakıp gitmiyor?
Merak ediyorum; Sn Erdoğan başkan olunca, şimdi mücadele edemediği dış güçleri yenebilecek mi? O zaman ABD ile AB ile tüm düşmanlarla mücadele edebilecek mi? O zaman dolar 1 TL olacak mı? İşlerimiz çarşıda pazarda açılacak mı? Doğalgaz, elektrik, benzin, internet, mobil hizmetler ucuzlayacak Huzur gelecek mi memlekete Recep Tayyip Erdoğan başkan olursa? Var mı garantisi? Garanti ederse ve Erdoğan başkan olduktan sonra ülke cennet gibi olacak, IŞİD bitecekse, Pkk kökten yok olacaksa, ülkeye refah gelecekse, hemen şimdi başkan seçelim de rahatlayalım valla, razıyım, yeter ki, huzur gelsin, mutlu olalım, analar ağlamasın, gazeteciler tutuklanmasın, kimse aç kalmasın, eğer sorun sadece başkanlık ise başkan olduktan sonra her şey hallolacaksa, hemen şimdi, oyum EVET!

Var mı garantisi? Yoksa, oyum yüz bin kere HAYIR!