Kendi yurttaşlarının ölümüne bile üzülmeyen bir güruhun,
Fransızlara üzülmesini beklemek abeslerin en büyüğüdür. Biz toplumsal bir
vicdansızlık yaşıyoruz. Neye, nasıl ve ne gibi tepki vereceğimizi asla
öğrenemeyeceğiz.
Bir futbol karşılaşmasında, saygı duruşu esnasında, yuhalayarak,
ıslıklayarak, "Şehitler ölmez,
vatan bölünmez” diye haykırıp tekbir getirmek, sığ egoların tatmininden öteye
geçmez.
Bu ilk değil, son da olmayacak anlaşılan!
Bunu yapan, bir ya da beş-on kişi değil, on binler veya
yüz binler ya da milyonlardan oluşan ezik kalabalıklar. Çünkü ellerinden gelen
sadece bu, haykırmak, küfürle hakaret etmek…
Eloğlu aya ve marsa gidecek teknoloji üretirken, ezik
toplumlar başlarını kuma gömen deve kuşlarından farksız olduklarını asla idrak
edemeyecekler.
İslam dininin hâkim olduğu toplumların çağın gerisinde
kalmasının altındaki gerçeği görmediğimiz sürece bunu daha uzun yıllar yaşayacağız
gibi görünüyor.
Hani hep "eğitim sorunu" der durular ya, tanım yanlış!
Sorunumuz eğitim değil "eğitimsizlik"dir...
Sorunumuz eğitim değil "eğitimsizlik"dir...
Eğitimsiz birey ezik bireydir.
Ezik birey kontrolsüz ve tehlikelidir.
Hem cahildir, hem de bilgisiz.
İşin kötüsü de bilgisiz olduğunu asla kabul etmez, seviyesizce
tepki göstermeye hakkı olduğunu sanır.
Bakın, “sanır”
diyorum, “düşünür” değil.
Çünkü sanmak ile düşünmek aynı eylem şekli değildir.
Sanmak, güdüseldir.
Düşünmek ise zekâ ve eğitim gerektirir.
Eğitimli insanlar hem başkalarına, hem de kendine saygısı
vardır.
Eğitimsizlik sorununu ortadan kaldırmak ise başlı başına
köklü ve çağdaş bir devrimi gerektirir.
“Tek bir şeye
ihtiyacınız var: çalışkan olmak” diyen Mustafa
Kemal Atatürk bunu denedi, fakat bugün Türkiye’nin geldiği durumdan anlıyoruz
ki; BAŞARAMAMIŞ.
Güvendiği bu toplum, yani genç nesil emanete hıyanet etti.
Konyalılar Ankara’da öldürülen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
sivillere saygısızlık etmişti, Ankara katliamından sonra oynanan Milli maçından
önce…
İstanbullular ise Paris’teki saldırıda öldürülen siviller
için aynı şeyi yaptılar.
Fatih Terim maçta sonra “Ne oluyor bize?” diye tepkini göstermiş.
Ne olacak ki? Ya da ne olmasını bekliyoruz ki?
Vicdansız ve hoşgörüsüz, zalim ve kindar bir toplum haline
geldiğimiz ortada değil mi? Fatih Terim ya da diğerleri, kendi pencerelerinden
bakınca anlayamıyorlar mı?
Tıpkı birilerinin bizi görmek istediği gibi, görmek istedikleri
seviyeye indirildik.
Barbar, acımasız, saygısız ve zalim!
Yıllarca batı bizi bu şekilde tasvir etmedi mi?
“Barbar Müslüman Türkler”
Gerçekten barbar mıydık, yoksa “barbarsınız” diye diye barbarlaştık mı?
E peki İslam dinin o engin hoş görüsüne ne oldu?
Gerçekten, yine malum birilerinin değdi gibi, o hoşgörü hiç
yoktu da biz mi var sanıyorduk; yoksa vardı da onu da mı yok ettiler?
E madem Türkler barbardı da, yüzlerce yıl neden
Balkanları Türkçe konuşabilen Müslümanlar haline getirmedi? Fransızlar
Cezayir’i 150 senede Fransızca konuşan toplum şekline sokmak için 1 buçuk
milyon Arap sivili katlederken, Osmanlılar asırlarca kaldığı coğrafyalarda onlar
gibi yapmadığı için aptal mıydı, yoksa toplumlara saygılı mıydı?
Saygı göstermek erdemlerin en büyüğü…
E hani Osmanlı bizim ecdadımızdı?
Ecdadımız kadar saygılı olamıyorsak, neden birilerinin
istediği gibi davranıp kendi kendimizi dünyaya rezil ediyoruz?
Eğitimsiz ve cahil bırakılmış olmamız kader değil, anlamadınız
mı hâlâ?
Yapmamız gereken sadece çalışkan olmak ve okumak!
Okumak, okumak ve okumak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder