Evet bu ilk değil, son olur mu; emin değilim…
Bu, Müslüman veya Türk olup olmamakla ilgili bir durum değil
ya da “bu coğrafyaya özgü bir davranıştır”
demek de yerinde bir saptama olmaz, evet…
Ama bu bir utanç!
Ve toplumdaki çürük domateslerin sayısı hiç de azımsanacak
gibi değil.
Oysa Ahlak çok önemli bir kavram...
Fakat biz toplum olarak ahlak=namus kavramını sadece bacak
arasına indirgemiş durumdayız.
İtalyan düşünür Cicero "Toplumlar
parasızlıktan değil (her türlü) ahlaksızlıktan çöker" demiş.
Siz istediğiniz kadar parasal yönden zenginleşin, ama
ahlaksızlık önce vicdanlarınızı öldürüyor!
Fransız yazar Montaigne “Adaletin olmadığı ülkelerde ahlak da yoktur” diye tarihe not düşmüş…
Yani en büyük zenginlik “Adalet”
Eğer adaletiniz yoksa ahlak
da yok, ahlak yoksa vicdan da yok!
Son bir yılda, son 10 veya 20 yılda işlenen kadın
cinayetlerini, çocuk ve kadın istismarını, tecavüzlerini, tacizlerini yan yana, üst üste koysak ve karşısına geçip baksak,utanır mıyız?
Kaçımız utanır ve “biz ne rezil bir toplumuz!” diye yemeden
içmeden kesilir!
Genç bir kızımız hemcinsim olan, ama insanlığı gelişmemiş
bir vicdan yoksunu sapık tarafından katledildi.
Çok şeyler söylendi, çok şeyler yazıldı. Birkaç gün sonra da
unutulup gidecek, her zamanki gibi ateş düştüğü yeri yakacak ve o güzel insanın
ailesi bu acıyı ömürleri boyunca yaşayacak?
Peki ya bu hunharca cinayeti işleyen insan müsveddesinin anası,
varsa ablası, halası, dayısı, teyzesi, amcası ve diğer akrabaları bu utançla yaşamak için nasıl
bir suç işledi?
Bir anlık gafletin, sonucu utanç, acı ve gözyaşı ve büyük
çaplı bir infial olarak mı kalacak?
***
Bu sabah evden çıkıp da minibüse bindiğimde bunları sordum kendime.
Aracı kullanan minibüs şoförüne baktım, diğer erkek
yolculara ve minibüsün camından yansıyan kendi aksime. Hepimiz potansiyel cani
miyiz? Hemen önümde oturan orta yaşlı adam ya da arkamdaki genç, her an bir
canavara dönüşebilir mi?
Ben bir canavar olabilir miyim?
O malum şahsı hangi ruh hali masum bir kızı vahşice katledebilecek
seviyeye getirdi?
Nasıl bir vicdani körlüktür bu?
Nereye kadar saklanabileceğini, kaçabileceğini düşündü?
Hadi diyelim, aylarca saklandı, kaçtı polisten, jandarmadan
gizlendi?
Ülke çapında ortaya çıkan infialin yarattığı vicdani atmosferden
ne kadar kendini soyutlayabilirdi?
Ve ya her geçen gün büyüyecek vicdani hesaplaşmadan kim kaçabilir?
***
Minibüste bizimle birlikte yolculuk eden 3-4 kadın ve kız
var, kimi türbanlı, kimi başı açık. Belli ki ürkekler.
Sonra düşündüm ki, yaşanan son olayın ürkekliği değil bu
durum, kadın olmanın ürkekliğiydi.
Biz erkeklerin yarattığı, yaşanmaz, çekilmez, paylaşımsız,
amansız, vicdan yoksunu toplumun bir sonucu...
İyi de bu erkekler nasıl bu hale geldi?
Bu erkekleri de bir kadın doğurmadı mı?
Bu din, İslamiyet; değil insanı öldürmek, karıncayı bile
incitmeyi yasaklarken...
Bu sapıklar uzaydan mı geldi?
Bu yolsuzluk yapan bürokratlar, politikacılar, bir futbol
maçı için gözü kararan taraftarlar?
Gözünü kırpmadan insan kesen, diri diri yakan, kadınları
köle pazarlarında satan IŞİD, El Kaide, Taliban Müslümanlığı hangi insani
değerle örtüşür?
Kaş yapayım derken göz çıkarırcasına, erkek egemen toplumun vahşi
sistemine alkış tutan dindar kadın gazetecilerin yazdıkları, yozlaşmış sanatçı müsveddelerinin
söyledikleri, Müslüman kimlikleriyle nefret tohumları eken dindar medya…
Bu toplumu oluşturan bireyler gökten zembille inmedi ya!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder