Cumartesi, Mayıs 30, 2020

CHP Bursa’da aynı tas aynı hamam mı?


İsmet Karaca, CHP Bursa İl Başkanı seçildikten sonra gözle görülür bir kıpraşma görüldü…
Kıpraşma dediğime bakmayın, aslında ciddi bir fark vardı önceki yönetimle…
Korona Virüs salgınıyla dünyayı etkisine alan pandemik duruma kadar Karaca ve ekibi Bursa’da ses getiren eylemler yaptı, Allah var…
Fakat, amma ve lakin, ilginç bir haber okudum, Bursaport.com’da…
Son kurultayda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun listesinde gençlik kontenjanından CHP Parti Meclisi'ne seçilen Gamze Pamuk Ateşli, CHP Bursa İl Yönetiminin kendisini bir örgüt yöneticisi olarak yok saydığını ileri sürerek tepki göstermiş…
Öncelikle şunu anımsatmak isterim; Gamze Pamuk Ateşli hanımı ne tanır, ne de bilirim…
Hayatımda görmüşlüğüm de yok, yanından geçmişliğim de…
Başkan İsmet Karaca’yı ise çok yakından olmasa da tanırım, bilirim…
Gamze Pamuk Ateşli hanımın iddialarını okuyunca şaştım kaldım…
Böylesi bir dönemde birlik ve beraberlik içinde olması gereken ana muhalefet partisinin, kendi içinde ayrışması akıl alır gibi değil…
Gamze hanım, Bursa İl Başkanlığı’nın bir süredir kendisini yok sayan bir politika izlediğini ileri sürüyor, "Bu konuya daha fazla sessiz kalmam olanaksızdır. Çünkü bu haksızlık hatta saygısızlık sadece şahsıma yapılmamaktadır. Bu yok sayma ve umursamama aynı zamanda temsil ettiğim organa karşı uygulanmaktadır. Böyle bir keyfiyeti kabul etmem ve hoş görmem olanaksızdır" diyor.
CHP il teşkilatı, yani İsmet Karaca ve ekibi Gamze hanıma karşı neden böyle bir “yok sayma” politikası izler, maksat nedir, neyi paylaşamazlar, neyi çekemezler?
“Gamze Pamuk Ateşli'den Bursa CHP'ye isyan!” başlıklı haber Bursaport’ta 25 Mayıs’ta yer almış yani bayramda…
Hadi 3 gün bayram, ya sonrası?
Yani diyorum ki, CHP İl Başkanlığı konuyla ilgili neden bir açıklama yapmaz? Gamze Pamuk Ateşli’nin iddia ve şikayetlerini yok saymak, sorunun olmadığı gerçeğini değiştirmez ki!
Belli ki Gamze hanım sorunlarına parti teşkilatı içinde çözüm bulamadığı için, sosyal medya hesaplarından  açıklama yaparak, sesini duyurmaya çalışmış, yaşanan gelişmenin bardağı taşıran son damla olduğunu belirterek, CHP Bursa İl Başkanlığına ateş püskürmüş…
O zaman şu soruyu da sormak kaçınılmaz oluyor: Bursa CHP teşkilatı kendi içinde birlik olamazken nasıl olacak da Bursa’nın sorunlarına çözüm önerileri getirecek?
Bursalılar CHP’ye nasıl güvenecekler?
Elbette, takım tutar gibi parti tutan kemik seçmen için bu bir sorun teşkil etmeyebilir; ama CHP’nin yapısının farklı olduğu, diğer partilere benzemediği iddia edilir ya; çok geniş bir kitlenin de (ülke genelinde)  CHP’nin, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığında girdiği seçimlerdeki perfomansından hiç hoşnut olmadığını unutmamak gerek.
Çünkü çok büyük bir kesim bu ülkede CHP’nin muhalefette başarısız olduğunu görüyor, Ak Parti ve Erdoğan’un bugün bu kadar güçlenmesinde muhalefetin beceriksizliğinin payı olduğunu biliyor.
Alternatifsiz kalındıysa bunun ülkede etkili muhalefet yapılmadığındandır. Bu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kadar, il ve ilçe başkanlarının da başarısızlığıdır.
İsmet Karaca başkan seçildikten sonra dikkat çekici eylemler yapsa da, teşkilat içinde kazanın kaynadığı da anlaşılıyor.
Marifet kazanın kaynamasına neden olan etkenleri bulup, ilk seçime güçlü bir teşkilatla hazırlanmak olmalı…
Gamze Pamuk Ateşli olayı, “CHP Bursa’da değişen bir şey yok, her şey aynı tas aynı hamam” düşüncesini akıllara düşürüyor…
Yoksa, şimdiye kadar çoktan bir açıklama yapılmış, kamuoyuna yansıyan bu olay tatlıya bağlanmıştı.
CHP İl Başkanlığı’ndan ses çıkmadığına göre…

Cumartesi, Mayıs 16, 2020

AKP'liler neden silahlanıyor, neye ve kime karşı?

Ülkeyi yöneten onlar. Askeriye onların kontrolünde, emniyet teşkilatı, MİT, medya, sermaye, yasama, yürütme, yargı...
Erdoğana'a kim ne yapabilir?
Peki bu darbe ve suikast söylentileri neden alevlendi, kim ne yapmak neyi yapmak istiyor, amaç ne?

Önce sevda Regio yani Sevda Noyan çıktı tv'de konuştu...

Biliyorsunuz Sevda Regio ya da yeni soyadıyla Sevda Noyan aynı zamanda İtalyan vatandaşıymış.

Sonra Atatürk ve cumhuriyet düşmanı Fatih Tezcan nefretini kustu...

Tüm bunlara paralel ultra yandaş gazeteci Süleyman Özışık, Cübbeli Ahmet Hoca ile konuştu...

Meğer Cübbeli Hoca 15 Temmuz darbe girişimini rüyasında görmüş, geçenlerde yine bir rüya görmüş ve tekrar darba olacak diye Cumhurbaşkanı’nı uyarıyor...

Önce şunun altını çizmekte fayda var: Bu garip 15 Temmuz'dan önce de cemaatlere karşıydı, bugün de karşı, 15 Temmuz’dan önce de darbelere tepkili ve karşıydı, yine karşı...

Ak Partililer, Hoca Efendileri’nin arkasından ağlarken ben ona "ne işin var Sam Amca’nın kucağında, vatanını sevsen memleketinde olurdun, neden ABD'ye sığındığını anlatamadığınız sürece hiç bir zaman Gülen'in samimiyetine inanmayacağım, bu adamın içinde fesat fitne var, Fettoş'a inanılır mı, diyordum etrafımdaki cemaatçilere de bana kızıyorlardı.

Şimdi kalkmışlar “Ak Partili güruh darbe olacak Reis’e suikast yapılacak” diye yaygarayı koparıyorlar!

Kim yapacak darbeyi, sorarım kim yapacak?

Eğer Erdoğan'a bir suikast girişimi olacaksa bunu karşısında biz dururuz. O sandıkla geldi sandıkla gidecek. Demokartik yollarla...
Sn Erdoğan da öyle demiyor muydu?

Eğer Erdoğan'a bir suikast düzenlenecekse bu dışardan ya da muhaliflerden değil, kendi içlerinden olacak ve inanın bu suikast girişimi bir kurgudan başka bir şey olmayacak. Yani yapılacaksa Erdoğan'a bir saldırı muhtemelen bu gerçek olmayan, çakma bir saldırı, yani danışıklı bilinçli, planlı olabilir.

Bunu gündeme getiren de Youtube'de videolarla değerlendirmeler yapan Said Sefa oldu.
Çünkü 15 Temmuz’dan önce ülkenin gidişatı kötüydü ve Erdoğan'ın gidişini ancak olağan üstü bir durumu tersine çevirebilirdi...
Öye de oldu...
Şimdi tekrar film başa sardı ve gidişat 15 Temmuz'dan da kötü, Erdoğan iktidarı finale yaklaştı. Maçı uzatmaya, oradan da penaltılara taşımak istiyor ama belli ki hakem tarafsız değil...

Her şeyiyle ülke bataklığa gömülmüş durumda... Ekonomiden, sokaktaki ahlaksızlığa kadar...
Sadece sokak mı, Gazi Üniversitesi'nin Fen Fakültesi Dekanı’na ne demeli...

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, istifa eden bu dekanın yerine daha da sapığı atanır dert etmeyin. Çünkü bu toplumun içi çürümüş, vicdanlar kurumuş.
İçi çürüyen, vicdanları kuruyan insanların yaşadığı her toplum çökmeye çürümeye mahkumdur...

Ve son söz....
Geçen hafta Soma Maden facşisa’nın 6. Yılı anıldı…
Ne olursunuz, vatandaşa atılan bu tekmeyi unutmayın ama asla unutmayın! Çünkü bu tekme sadece vatandaşa değil, bir toplumun, mazlumun boynuna vurulmuş bir prangadır...


YAZININ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN:


Salı, Mayıs 12, 2020

Sn Aktaş uyuma, “Erguvan’a sahip çık(!)


Bursa’ya şöyle tepeden, yüksekten bir yerden bakalım, bakalım ne görecez…
Öyle Uludağ’a ya da yamaçlara kadar da değil, Tophane’den ovaya baktığımızda ne görüyoruz?
Beton, gri, beton…
E hani Bursa “Yeşil Bursa’ydı?”
Uludağ’ın kar beyazı, ağaçların yeşili Bursaspor’a forma rengi oldu ama kentte yeşil namına hiçbir şey kalmadı…
Neden kalmadı, ne oldu yeşiline Bursa’nın, diye bu saatten sonra sormanın mana ve ehemmiyeti yok.
Ama bunu çevirmek, yeşile, mora, ala, turuncuya devşirmek mümkün…
Hadi turuncuyu, alı geçtim ama yeşilin yanına erguvan moru ile süslemek pek ala mümkün…
Mesela erguvan  ile…
Bursa’da festivali bile var ama kentte erguvan gören beri gelsin…
Geçen gün, gazeteci kadim dostum Bilal Kayaaltı facebook hesabından Buenos Aires ile ilgili birkaç fotoğraf paylaşmıştı…
İnanılmaz görüntülerle bezeli, jakaranda ağaçların renklendirdiği tangocular ülkesi Arjantin’in başkenti göz kamaştırıyordu. Gepgeniş caddelerinin kenarlarında yüzlerce jakaranda ağacının yarattığı manzara kıskanılacak kadar güzelleştirmişti Buenos Aires’i, sonra dedim ki kendi kendime (ve hatta Bilal’in paylaşımının altına da yazdım) Buenos Aires’in jakaranda’sı varsa bizim de ‘erguvan’ımız var…
Var mı?
Var…
E neden göremiyoruz?
Neden şehrimizi yönetenler, Bursa Valiliği ve elbet Bursalıların seçtiği BŞ Belediye Başkanı Alinur Aktaş, neden bu konunda bir çalışma, bir kampanya başlatmaz ki?
Öyle ya… Erguvan ağacı Bursa’nın meydan ve caddelerini süslese fena mı olur
Mesela, Formara’da Demokrasi Meydanı’na hiç de lazım değilken Diyanet’e beton dikeceğinize orasını erguvanlarla donatsanıza?
Sadece orası da değil, bir çok cadde ve meydan erguvanlarla süslense, süslenip gelin gibi mor duvaklarla bezenip her bahar çiçek açsa…
Günaha mı gireriz?
Buenos Aires’in var da neden bizim yok?!
Sadece Buenos Aires de değil, dünyada çok sayıda çevre düzenlemsiyle güzelleşen şehir var ve bu şehirler turist çekiyor…
Ve bunu yapmak o kadar maliyetli de değil…
Evet Sn Alinur Aktaş, Bursa Valisi bugün var yarın yok, atamayla geldi, belki bunu kendine görev adletmez, ama siz iktidar Partisi’nin bir mensubu, seçilmiş bir belediye başkanı olarak, Bursa ile özdeşleşmiş erguvan ağaçlarıyla Bursa’yı donatmak göreviniz olmalı..
Çünkü erguvan, dünyada festivali ve bayramı düzenlenen tek ağaçtır…
www.bursa.com sitesinde erguvan hakkında şunlar yazılmış:
Bursa’nın köklü geçmişinden bugünlere ulaşan simgelerinden biri olan erguvan ağacı; dayanışma, hoşgörü, sevgi ve kardeşliğin simgesi olarak yüzyıllar boyunca düzenlenen bir şenliğe adını vermiştir.
14. yüzyıldan günümüze kadar asırlarca bir ağaç adına bayram düzenleyen başka bir ulus yok gibidir. Geçmişte düzenlenen şenliklerden birine şahit olduğu anlaşılan Evliya Çelebi Erguvan Şenliği’ni şöyle anlatıyor: “Yılda bir kez Emirsultan’da, ‘Erguvan töreni’ düzenlenir. Her taraftan deniz gibi insan toplanır ki, bu kalabalık töreni anlatmakta kalem yetersizdir. Böyle bir tören ancak Emir Sultan sevgisi ile olur. ”Tanpınar’ın ifadesiyle, “… bizim iklimde gülden sonra bayramı yapılacak bir çiçek varsa, o da erguvandır. O, şehirlerimizin ufkunda her bahar bir Diyanizos rüyası gibi sarhoş ve renkli doğar.
Osmanlı döneminde baharın müjdeleyicisi olarak da bilinen erguvan ağacı etrafında, Bursa’da yaşayan velilerden Emir Sultan hazretlerinin 15. yüzyılda sevenleriyle birlikte sohbet yapması halk tarafından manevi bayram olarak kabul edilmiş ve 500 yıldır sürdürülen ve turistik açıdan da ilgi çeken bu gelenek Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin katkıları ile devam ettirilmektedir. Düzenlenen törenlerde geleneksel hale gelen Emir Sultan Meydanı’na her yıl erguvan fidanları dikilmektedir. Erguvan fidanlarının Bursa’nın diğer bölgelerine de dikilmesi teşvik edilmelidir. Yerel Gündem 21 tarafından Erguvan Bayramı’nın 465. etkinliği 2009 yılında çeşitli etkinliklerle kutlanmıştır.
Evet, Bursa’yı yönetenler, bu kenti, doğasını, havasını, suyunu seviyorsanız, Bursa’nın öz değeri olan erguvanı ön plana çıkarmanın, ön plana da değil, yaşantımızın içine sokmanın tam da zamanı…
Hazır ahali evdeyken, çok şahane bir çevre düzenleme seferberliği yaparak ortamı erguvanlarla donatabilirsiniz.
Bunları yapın, alkışlayalım, verdiğimiz oylar size helal olsun, diyelim…