Bursaspor Kadıköy’de Fenerbahçe ile sezonun ilk maçını
oynuyor.
Hiç şansı yok….
Herkesin ortak görüşü Bursaspor’un fark yiyeceği yönünde….
Referansı da malum, kulüp yönetiminin durumu, hazırlık maçlarında
sergilenen kötü perfomans, Samet Aybaba’ya olan güvensizlik vs vs…
Bunlara değinmeyeceğim, hele hakemin kötü yönetimi ve VAR’a
rağmen Bursaspor’un gasp edilen puan(lar) da umurumda değil, çünkü bizim
rakibimiz Fenerbahçe değil; İstanbul takımlarına karşı geçen sene ve önceki
sene de bu takım mücadele ediyor ama diğer takımlara karşı çuvallıyordu.
Benim endişem yine aynı; Fenerbahçe’ye karşı aşırı motive
olmuş şekilde oynayan bu yıl ki kadronun benzer handikaba düşme ihtimali…
Neyse benim derdim o değil; Kadıköy'de polis bir Bursaspor
taraftarını hastanelik edercesine dövüyor. Sosyal medyada dolaşan videoyu
izledim; bir grup polis, birini köşeye sıkıştırmış Allah ne verdiyse vuruyor!
O taraftar ne yapmış? Hırsızlık mı? Birini mi yaralamış?
Cinayet mi işlemiş? Polise hakaret mi etmiş?
Bunları yapsa bile, cezasını vermek polisin işi mi?
Suç işlediyse gözaltına alır, savcıya teslim edersin, ardından
savcı tutanaklar eşliğinde o şahsı mahkemeye çıkartır, suçu sabitse cezasını hâkim
keser.
Kim keser?
Hâkim?
Hâkim kim?
Mahkemede, adaletin her TC vatandaşına eşit şekilde dağıtılmasını
sağlayacak adaletin temsilcisi...
Neye göre verecek bu kararı? Anayasa’da yazan ceza
maddesinin bilmem kaçıncı fıkrasının gerekli bendine göre...
Peki polis ne yapıyor? Savunmasız birini köşeye sıktırmış
cezalandırıyor!
Polis cezalandırıcı mıdır?
Polisin yetkileri arasında cezalandırma var mıdır?
Polis, koruyan ve adaletin uygulanması için yetkilerinin
doğrultusunda halkın yanında olmakla yükümlü değil midir?
Polis, korku mu vermelidir, güven mi?
Eğer bunu yapmıyor ve cezalandırıcı haline geliyorsa buna
dünyanın her yerinde terör denir, dün akşam olan da #KadıköydePolisTerörü değil
de nedir?
“Türkiye’de, hangi alanda adalet var ki, futbolda olsun!”
dediğinizi duyar gibiyim…
O nedenle kendi yetkilerinin dışına çıkan bazı polislerin bu
davranışlarına şaşırmıyorum. Polisin Bursasporlu taraftara şiddet uygulamasına
da şaşırmıyorum, çünkü bu polislerin Gezi olayları sırasında neler yaptığını
ben bizzat şahsen ve kendim yaşadım ve gördüm ama malum medya hiçbirini vermedi,
verse bile Gezi’de olanları düşmanlaştırdı.
Oysa Bursaspor taraftarının polisten gördüğü ilk şiddet
değil bu, son da olmayacak anlaşılan!
Çünkü 15 yaşında ki Berkin Elvan’ın kafasını gaz fişeği ile patlatarak
ölümüne sebep olan, Ethem Sarısülük’ü tabancayla başından vurarak öldüren, Ali
İsmail Korkmaz’ı linç ederek ölümüne yol açan, esas görevi onları korumak olan
polislerimizdi.
Asıl sorulması gereken soru şu: Kahraman Türk polisine ne oldu?
Vatandaşı sorgusuz sualsiz cezalandıran polis üniforması
giymiş bu insanlar kim, nereden geldi? Kimin polisi?
Eğer vatandaşı polis korumayacaksa kim koruyacak?
İşimiz Allah’a mı kaldı?
“Allah bizi bazı vicdansız polislerin şerrinden korusun!” diye dua etsek rabbim
kimden yana olacak, aciz kulundan yana mı, yoksa güçlüden yana mı?