Cuma, Eylül 28, 2007

Şaşı Bak Şaşır!

Medyada Türüt tartışılıyor… Yaptığı şarkı ve birkaç densizin üzerine ektiği klibe en baba kalemler ahkâm kesmekten geri durmuyor! Bir şaşkınlık ki sormayın gitsin… Resmen, "Şaşı bak şaşır!" vaziyeti…
Oysa;
Neler oluyor bu memlekette de kimse "Türüt"ün hacetine kadar şaşırmıyor?
Antalya'da 12 yaşındaki kıza 60 kişi tecavüz etmiş!
Şaşı bak şaşır!
Tecavüze karışanlar arasında kimler yok ki!
12 yaşındaki kızla uçkur çözen kokoreççi, bisiklet tamircisi, fırıncı, kaportacı olarak çalışan yurdum insanı saptanmış.
Ama Türüt kadar ilgi görmüyor mevzu!
Şaşı bak şaşır!
Ankara'da yerli Hanibal öldürdüğü arkadaş ve hasımlarını nasıl da yediği yansıyor medyaya!
Türüt gene daha popüler!
Şaşı bak şaşır!
Bursa'da genç bir kadın 3 aylık bebeğinin gözü önünde delik deşik edilmiş. Katili komşusu çıkıyor! Birkaç ay önce yine Bursa'da komşusu tarafından katledilen kadın ve çocukları yansımıştı gazete, TV ve sanal ortamlara!
Bursa'dan yola çıkan iki cani, yol boyunca (Adana'ya kadar) kaç kişiyi pompalı tüfekle öldürmüştü geçen bayram öncesi anımsayanınız var mı?
Lakin Türüt kadar tartışılmamıştı!
Şaşı bak şaşır!
Beşiktaşlı taraftarlar birbirini deldi, kurşunladı bu ülkede...
Şaşı bakıp şaşırmamak elde değil!
Emre Belezoğlu kol boyunu cümle âleme gösterirken bile "Türüt"ün gölgesinde kalacağını düşünmemiştir(!)
Şaşı bakıp şaşırsak mı acep!
En son cinnet haberi İstanbul Kartal'dan geldi! "Askerden yeni dönen 23 yaşındaki M. Ünver, 15 yaşındaki kız kardeşini yaraladıktan sonra annesi Y. Ünver'i sokak ortasında bıçaklayarak öldürdü"
Gel de şaşı bakıp şaşırma!
Medya söz birliği etmiş gibi "Türüt" densizliğini tartışıyor... Sanki memlekette bir tane Ogün, bir tane Fatih ve Yasin varmış gibi…
Onlara kurban olacak Hrantlar da korumasız olmaya devam edecek görünüyor.
Bu cinayetlere "Şaşı bak şaşır!" olmak için ille de siyasi bir etiketi mi gerek?
Yiten can, can değil mi?
Katilin eylemi?
Hayret yani;
Şaşı bak şaşır!
Ek। Son gelen bilgiye göre Hrantçılar, Türürt'e karşılık vermek amacıyla atağa kalkıp "karşı klip" yayınlamış! Hade bagalım gel de Şaşı bak şaşırma!

http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=9233

Pazartesi, Eylül 10, 2007

Kimi eşek keser, kimi de…

Uganda doğumlu İngiliz asıllı Simon Kuper ne de güzel yazmış; "Futbol asla sadece futbol değildir" Sanki Türkiye'de yaşananları vurgulamak istemiş üstat!

Bizde de futbol dışında her şey tartışılıp konuşuluyor. Şike, şiddet, hakem kararları, federasyon, kan, ölüm, eşek...

Geçen pazar günü Hürriyet Gazetesi Pazar ekinde "Âlemde isimleri, karakolda resimleri var: Texas" başlıklı Bursaspor taraftar liderleriyle yapılmış bir röportaj yayınlandı.

Bir Bursasporlu ve Bursaspor taraftarını konu eden bir film yapmanın hazırlıklarında olan bir sinema yönetmeni olarak konu beni yakından ilgilendiriyor.

Muhabir 'Şermin TERZİ'nin o röportajı yaptığı gün ben de oradaydım. (Bursaspor Taraftarlar Derneği ile başkanı olduğum İnSanat Sinema Derneği aynı binada) coşkulu tezahüratları duyup oraya gittiğimde söyleşi bitmiş fotoğraflar çekiliyordu.

Üzerine yeşil beyazlı Teksas taraftar tişörtü giymiş bir kadın gazetecinin, kışkırtıcı sorularıyla patlamaya hazır bir fitilin ateşlendiği her haliyle belliydi.

Gazı alan yeşil beyazlı taraftarlar, geçmişte kalmış birçok olayı bir bir anlatmış, efsane haline gelmiş, yıllar önce Aydın'da yaşanan eşek kesme olayı bile inanılmaz şekilde abartılmış.

Bursaspor taraftarının yaşadıklarını, benim yazdığım, arkadaşım Zafer Yılmaz'ın da senaryolaştırdığı bir uzun metraj film haline getirmeye çalışıyoruz. Geçmişte yaşananlar da var filmde elbet! (Eşek kesme olayına tanıklık eden en az on kişiden dinledim hepsi de farklı farklı anlattı) Lakin son 5 yıldır çağdaşlaşma yolunda ciddi mesafeler kat eden, kendini yenileyen, etkili tribün desteğinin nasıl olacağını taraflı tarafsız herkese gösteren Bursaspor taraftarı o röportajla birlikte çirkin maskenin içine sokulmaya çalışıldı bir kez daha.

Televizyon programlarında, başta Hıncal Uluç olmak üzere, Ahmet Çakar ve öteki futbol yorumcuları bunu fırsat bilip Bursa taraftarına yüklendi, de yüklendi...

Bursaspor taraftarının günahı çok, evet… Geçmişte yaptıkları yanlışların cezasını fazlasıyla çektiler, hâlâ da çekmekteler.

Bursa'da uzun yıllar spor gazeteciliği ve yazarlık yaptım, uzun yıllar Bursaspor'u ve taraftarını gözlemledim. Yaşanan olaylar bugüne kadar, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Antalya ya da Trabzon'dan farklı değil(di)...

Trabzonlu bir arkadaşım anlatmıştı başından geçen bir tribün olayını. Kendilerine müdahale etmeye çalışan bir polisi Avni Aker tribünlerinden aşağı yuvarladıklarını gururla itiraf ederken, "O nedenle polis bize müdahale edemez, korkar" diyor, sanki sıradan bir olayı aktarıyordu…

İstanbul'da izlediğim her maçta yaşanan taşlama, talan ve saldırma olayları bu ülkenin hangi stadında olmuyor ki! (keşke olmasa)

Mesela Bursa'da adam öldürülmüyor bıçaklanarak... Hele tabancayla maç yüzünden insan hayatına kastedildiği duyulmuş ve görülmüş değil…

Allah aşkına Beşiktaş tribününde yaşanan bu kaçıncı olay sayanınız var mı? Ya Fenerbahçe'de (onca başarıya rağmen) her maçta kendi aralarında neden bıçakla saldırır birbirine sarı lacivertliler?

Lakin bu Bursa başarıya hasret ve buna rağmen her maçta tribünler doluyor...

Bursaspor taraftarı, ağır tahrik altında bir zamanlar eşek kesmiştir mutlaka…

Eminim ki Beşiktaş taraftarı da ağır tahrik altında(!) kendi arkadaşlarını tribünde kesip, kurşunluyordur!

Acı olan nokta, İstanbul'da İstanbul medyası gözü önünde yaşanan bu cinayetlere üç maymun misali "seyirci" kalırken, söz konusu Bursa ve Bursaspor ya da Anadolu'nun her hangi bir takımı olduğunda gözlerini "fol taşı" gibi açıp yaygarayı patlatabiliyor!

Keşke eşeklere de, insanlara da kimse dokunmasa... Belki İstanbul medyası "at gözlüklerini" bir kenara attığında bazı şeyler düzelecek ama biz görür müyüz bilemem!

NOT: Bursa İl Spor Güvenlik Kurulu ve Emniyet Müdürlüğü, tribün liderlerinin Hürriyet Gazetesi'ne yaptığı açıklamalarda "taraftarı tahrik edici ve taraftarlar arası husumete ve suça teşvik" olduğu gerekçesiyle, 39 bin 486 YTL idari para cezası ve 6 ay Bursaspor müsabakalarından men cezasına çarptırarak, tarihi bir karar imza attığını anımsatmakta yarar var!

http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=9163